Akşam iş çıkışı muhasebe müdürünün arabasında eve doğru yol alınır. Bir tane daha çalışan vardır aracın içinde. Az sonra abisinin arabasını görür kız. Yanyana dururlar ama abisi görmez kızın farkeden bakışlarını. Adamlar farkederler abisi yerine. "Birini mi gördün?" sorusunu "Abimi" diye cevaplar kız. Ardından abisinin aracı bizden daha ileride durur. Konuşma başlar...
Muh. Müdürü : aa özürlü (!) plakası, abiniz özürlü mü?
kız : Evet abim bedensel engelli, (ama bu engel kime göre ve neye göre bir anlasam???)
diğer çalışan : yaaa nesi var (!!!)
kız : (üzerinize afiyet azıcık sinir ve kemikleri kopmuşta) Doğum sırasında olmuş.
Muh. Müdürü : Neresi özürlü peki?
Kız: (Otomotiğe alınmış gibi cevap verilir) Doğum sırasında elleri önce çıkmış. Ebe de dikkatsizce çok çekince her iki kolunda da sinir kopması ve kemik kırılması olmuş, sol kolunu iyileştirebilmişler ama sağ kolu çok fazla zarar görmüş. Şuan sağ kolunu kullanamıyor...
Diğer çalışan : Yaaa tüh tüh... ee araba kullanıyor. (Arabaya arkadan bakmaya çalışarak abimi arama)
Kız : evet araç otomotik vites özel dizaynlı. Zaten sağ kolunu kullanamıyor sadece.
Muh. Müdürü : hııııı (üzüntülü bakışlarla) evli mi?
Kız : evet çocuğu bile var. (garip olan ne???)
Diğer çalışan : İyi bari. kaç yaşında abiniz?
Kız : ( :S ) 40
Diğer çalışan : Ebenin hatası mıymış peki?
Kız : (herkez suçlu arama psikolojisinde sanırım) Öyle görünüyor ama belki o an oda anneyi kurtarmak için tek yolun bu olacağını düşündü. Bilemiyoruz.
Muh. müdürü : hımmmm. Cık cık cık. Yazık olmuş
Diğer çalışan : ...... Bey işte olacağı varsa oluyor, Allah öyle istemiş.
Kız : ( :S )
Muh. müdürü: ne iş yapıyor abiniz?
diye diye konuşma uzuyor. 20 dakika kadar kendi kendilerine engellileri, mesleklerini, evlenmelerine dek bir çok konuya getirilerini - görütülerini konuşuyorlar.
Biz abimi fiziksel olarak kendimizden farklı görmedik. Emin olun birisi bize hatırlatmasa bizim çoğu zaman aklımıza bile gelmiyor. Bakış açılarımız başkaları gibi olamadı. Gerçekten araba sürmekten, yüzmeye dek her şeyi yapabilen bir insan o. İş ortamında 35 yaşında küpe takabilecek kadar özgür ve ailedeki herkezden daha güzel yaşayan bir insan. Sürekli gülümseyen, en iyi esprileri bulup seni de güldüren bir insan. Kızı doğduğunda çevremizdeki çoğu insan yengeme acıyan gözlerle baktılar, görüyorduk. Ama abim onda bile yanılmadı bizleri, enfes bir baba oldu. Şuan yiğenim 14 yaşında aynı bana benzeyen bir genç kız oldu babası ile gurur duyan.
Abim çoğu zaman insana acaba kim daha engelli diye düşündürtecek kadar fikirleri geniş birisi üstelik. Hukuk dalında dersler verir. Açtığı blog sayfasıyla da bu bilgilerini paylaşıyor şuanda ve oldukça geniş bir okur grubu var. Yine ücretsiz mahallelerde gezip bilgi veriyorlar 15 kişilk bir grupla. Demem o ki biz burada otururken o insanlar oturmuyorlar. Hayatı dolu dolu yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyorlar. Değer biliyorlar...
Ayrıca kör bir aile dostumuz var. Kendisi avukat, hani dışarıdan baksanız biraz Müslüm Gürsesi andırır tipi. Ama bir karısı var, hem güzel, hem sevecen, gözü gibi bakıyor adama. Çok tatlı kızları var birde. Yiğenimin babasına bakışlarını görüyorum onda. Tabiki herkesin kusurları var dünyada ölüm değil bu, Lütfen kendi özürlerinizi, engellerinizi başkalarına mal etmeyin. O kör adam dolmuşa bile binip ineceği durağı biliyor ya hayretle bakarsınız.
Yine de insan kendisi ile ne kadar barışık olursa o kadar mutlu olur düşüncesimdeyim. Onların bakış açısından ziyade kendi bakış açılarımızı değiştirelim. Ama bizim toplumumuzda insanların yaftalayacakları bir konumda bulduğumuz için, ne yaparsak yapalım kafamızdaki engelleri kaldıramıyoruz.
Her müşterisi abime bu soruyu sorar kaza mı diye? Ama onun cevap verirken ki suratını görürseniz ne demek istediğimi anlarsınız. O kadar halinden memnun, gururlu bir havada söylüyor ki, bundan utanmıyor. Yaşamından, sağ kolunu kullanamamasından dolayı kimseyi suçlayıp, yaşamıyor. Demek istediğim biraz da biz onları dışlayarak bu hale getiriyoruz. Fenasi geçenlerde engellilerin bir çoğunun yaşayamadığı cinselliğe değindi. Rodin alper de çok güzel bir kampanya ile "engelleri kaldır" ı başlattı. İncelerseniz çok sevinirim.
Resim alıntı
* Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler günü... Seni çok seviyorum Abicim ve seninle gurur
duyuyorum.
* Bu yazı yayımlanıp geri çekilmiş geçmiş yıla ait ve sevgili İpeğin blogunda yayımlanmış bir yazımdır...
24 yorum:
yazdıklarına katılıyorum, bizim insanlarımızın en kötü tarafı bu olsa gerek, karşısındaki insanlara bir etiket bulup ona göre davranmaları. hayatı at gözlüğüyle seyreden arkadaşları kınıyorum.
Ben çoğu zaman utanıyorum. bazıları o kadar özgüven sahibi ki, ya dışarıdan bakılınca kusursuz olan bizler içte onlardan daha kısıtlıyız.
efsacim kendimden utaniyorum bazen cidden utaniyorum ya.
cok güzel bir yazi yazmissin ellerine saglik. abine o kadar imrendim ki yasama arzusuna ben de öyle yasama karsi arzu dolmak istiyorum. güzel seyler yapmak... abin tamamen engelleri kaldirmis:) ne kadar güzel birsey bu. baskalari bu engelleri kaldirmayi engellemeye calissa da abin bunu basarmis.
cok begendim bu yaziyi, düsüncelerini...
verdigin linkleri de inceleyecegim simdi
sevgiler
asıl engeller bizlerin kafasında aslında...
Biliyormusun cadim ben hiç abimden utanmadım çok ciddiyim. Hiç bir zaman benim abim bedensel engelli demedim. Şimdi şimdi insan bunun değerini anlıyor.
Çevremdeki tün arkadaşlarımın abi ablalarına bakınca daha bir gurur duyuyorum. Abim babamdan sonra bir diğer erkek figürüdür benim için.
ve güzelim çok teşekkür ederim. Dilerim bir gün hepimiz hayata sıkı sıkı tutunup, onlar gibi yaşayan insanlardan oluruz.
bu toplumda ne yaızk ki kabul edilim engellileri hep dışarı itmeye çalışıyoruz ya acıdığımız için ya da kusurlu insanlar olduklarını düşündüğümüz için. aa hangimiz engelliyiz aslında. çok güzel anlatmışsın.
evet mayam hep biz büyütüyoruz ve geliştiremiyoruz kafamızda
Tatlısu teşekkürler, toplumda çoğumuzun sığ olduğu şeyler var.
benim yirmi yıllık dostum koltuk degnegi kullanio, kesinlikle ben de farketmiyorum bi de ustelik artik onlar bizim degneklerimiz cunkuu gecen sarkmaya calisan taksiciyi dovuyoduk onlarla :)
ki engelli engelsiz ayrimina gore biz neyiz acaba, engelsiz mi?
hic sanmiyorum,,
insanlarin ozel adlari olmamali
Yaftalanmak kadar kötü birşey yok şu dünyada...
Bu arada ödülün var
sevgilerimle
çok güzel bir yazı yazmışsın öncelikle tebrik ediyorum.. ama bu konuda toplumumuzda eğitim yok malesef sadece halkta değil siyasilerde cahil .. illlaki birşeyleri avrupadan taklit etmek zorunda değiliz kendimizde üretebiliriz ama bak işte gör adamlar herşeyde engellileride düşünmüşler ..gerçi kimin engelli kimin olmadığı dış görünüşle belli olmaz, aramızda ne sağlam gözüken engelliler var!
o kadar aşmışki insanlar kendilerini; benim göğsümde kalp ameliyatı izi var , bırakın tanıyan insanları hiç tanımadığım insanlar denizde, asansörde alışverişte vs. ilk önce bakışlarını oraya dikerler, ona bakarak konuşurlar ve hatta bazen abartıp dokunabilir miyiz diye sorarlardı :) gerçi şimdi hala daha arada bir çıkıyor böyleleri ...
Lolla ne kadar güzel ya. :) çok çok selamlar arkadaşına da benden.
rüyayla malesef öyle tatlım.
gofret işte malesef bu noktada ne kötü oluyor dimi. Şimdi abimde tokalaşırken mecbur sol eli ile yapıyor bunu. Karşısında ki de ya sol elini uzatıyor yada abim bedeni ile sağ elini kullanıyor zor yani. Ama adamlar bakışlarını dikiyorlar malesef.
Engel bizim ülkede. Kocaman kaldırımlarında, gözü görmeyen birine yol vermeyerek üzerine birde korna çalan şoförde, gözlerimizi üzerine dikip bakan empati özrümüzde.
Asıl özür malesef bizlerde.
İyi ki değinmişsin bu konuya efsacım. Tşk.
Judi değinsekte bir yere kadar malesef. mesela çok sevdiğim bir yazar vardır w.c.andrews kadın senelerce tekerlekli sandalye de yaşamını sürdürmüş ama enfes kitaplar yazmış.
Ama biz napıyoruz kendimizi üstün görüyoruz. onlara bakıp şükrediyoruz....
Ne angut muhasebe müdürleri ve diğer çalışanlar var. hayret birşey. engelliyse engelli sana. Hatta engelli diye bir şey yok. Sen onların önüne engel çıkartmadığın sürece.
Melih teşekürler ama engelleri çoğu zaman insanlar kendilerine bile koyuyorlar. ben de buna çok kızıyorum.
efsa, bedensel engel hepimizin her na başına gelebilecek bir şey..
Bunla başedilebilir bir şekilde, insan yeter ki "akıl engeli" olmasın..
sakat bir çok insanın bizden çok daha iyi basketbol oynama,yüzme,araba kullanma gibi aktivitelerini bilmeyecek kadar geri kafalı insanlarla beraberiz ve hatta onları belediye başkanı filan seçiyoruz ki,yaptıkları metrobüse binebilmek için sağlıklı insanların bile tık nefes olup çıkabildikleri yere onları düşünüp, asansör, engelli yolu vs. yapma gereği duymazlar.. kendi eli,ayağı tutuyor ya gerisini boşver gitsin..
bende bugün Engelleri Kaldır Hareketi'nin kısa metnini aynen yayınladım "detek olmaya engeliniz var mı?" diye...
engel beyinlerimizde aslında öyle değil mi işte tam da bu nokta da bu soruyu hem kendime hem de etrafıma soruyorum ben de...
Bana gore onlar kutsal insanlar.Herseye ragmen sabirla, hayata daha cok tutunan,umudu olan olan, bizler gibi pes etmeyen,guclu, kararli, asil insanlar.
Ayrica bu konuya degindigin icin seni tebrik ediyorum.Anlatmak istediklerin cok derin tabi anlayanabilene.Sevgilerimle...
bunun üstüne diyecek söz bulamıyorum
insanların kafasın da çok önyargı var bu konuda ama neyse ki abisi bu önyragıları kendi içinde çooktan bertaraf etmiş o şanslı olanlardan, çünkü ailesinden tam desetek alarak öz güvenle büyümüş ama maalesef insanların önyargılarını destekleyen hatta evlatlarından çok kendileri etraftan utanan çok bilinçsiz ailelerde var, işte o ortamda büyüyen çocukların gelecekeride bu kadar kolay ve doğal yaşanmıyor maalesef
umarım çok daha bilinçli olabilirz bu konuda toplum olarak
çok güzel bir yazıydı teşekkür ederim peylaştığın için
Asıl ben teşekkür ederim Meltem... Görüşlerine diyecek bir söz bulamadım. Bakış açısı ne kadar önemli, biz sağlıklı görünen bireyleri bile ne kadar etkiliyor aslında bırak engellileri değil mi?
Papatyam, aynen öyle.. o kadar çok gülümseyen ve hayattan zevk alan bir insan ki, bazen senin kendini sorgulatır...
Mayam, bende kutlamadım. face de bir video var bilmiyorum izledin mi? hani tam tersi bir video çekmişler, ve engellilere göre yaşam standartları oturtulmuş bir dünya yaratmışlar... bulursam göndereyim sana onu. inanılmaz güzel bir video paylaşılası...
Juvenil, insan dönüp önce kendine sonra bir çevresine bakıyor değil mi? ve biz bazen hayatı kendimize ne kadar zorlaştırıyoruz seçimlerimizle.
Bana kalırsa esas engel bedenlerde aranmamalı.Esas engel biz insanların akıllarındadır ; bunu aşabildiğimiz zaman hiçbir engel kalmayacak.
aynen öyle Batuhan...
Yorum Gönder