Geçenlerde bir yazı okudum... Kadınların güzel bir geceden sonra ne düşündüklerine, beklentilerine ilişkin, "Kahvaltı Kadınları" isimli (*) Reha Muhtar' ın kaleme aldığı bir yazı idi. Ben ilk kez gördüm ve görüpte kayıtsız kalmak istemedim kendimce. Bazen erkekler bizleri bizden daha iyi anlamlandırabiliyorlar ya, işte buda güzel bir örnekti belki de.
Hani insanın okudukça kendini gördüğü yazılardan birisi olarak tanımlanabilirdi. Yer yer "kadınlar ne arar" soruna verilebilecek hoş bir yanıt saklıydı içinde...
"Flörtü sevse de, sevgiyi arar. Kadınlığından gurur duysa da esasen aşkı arar. Özgür birliktelikleri savunsa da, ait olacağı adamı arar. İlk akşam yemekte ses etmese de, kahvaltıyı umar."
Neden kahvaltı kadınları denildiğini o an anladım. Bende çoğu kadın gibi, bir kahvaltı kadınıydım. Güzel geçen bir geceden sonra, hala tenler sıcakken, bir erkeğe sokulmanın keyfi gibiydi kahvaltılar. Ama sokulduğunda seni saran eller olmadan bir anlam ifade etmiyordu. Bir tarafın ısınırken diğer tarafın açıkta kalıyordu...
"Akşam yemeği, ilk gece için hoş olsa da etkili değildir. Gidilen eğlence mekanı, zevkli olsa da belirleyeci değildir. Belirleyci olan sabah kalkıldığında ne durumda olunacağıdır."
Ve aslında benim için en okunmaya değer, okumaktan keyif aldığım cümleler şu paragraflardaydı...
"İlk akşam yenilen yemek yemek değildir. Sabah edilecek kahvaltı kadın için ilk yemektir. Her kadın, her halükarda ve mutlaka bir kahvaltı kadını olmayı arzular. vücudunun değil, kendi değerinin bilinmesini ister. Sadece erkekliği değil, erkek adamı uyandırmayı düşler. Ön sevişme diye adlandırdığı akşam yemeğini değil, sevişme sonrası kahvaltıyı arzular."
"Erkek geceye noktayı koymuş ve uyumuşken, kadın virgülü koymuş ve düşünmeye başlamıştır. Kadın için gecenin nasıl geçtiği gece belli olmaz. sabah belli olur. Her zaman sabah kahvaltısı yapılmasa da, kahvaltılı birliktelikler müthiş güzeldirler. Vücutlarını paylaşanların, birbirlerini paylaşması önemlidir.ruhu güzelleştirir, sakinleştirir, dinginleştirir. İnsana insan olduğunu hissettirir."
Bir kadın için en güzel anlardan bir tanesi de, sevdiği erkeğe kahvaltı hazırlamak değil miydi? Gece seviştiği kadının elinden hazırlanmış bir masayı görmezlikten gelip giden bir adam, bir sıfata sokulmalı mıydı? Güzel an' lar dilerim herkese...
* Bu aralar huysuz ve tatlı kadın modunda ki Efsa... :)
* Resim
* Alıntı (yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz)
12 yorum:
Gercekten hos bir yazi olmus...paylastigin icin tesekkurler..
Sevgiyle kal canim...
Bu mecrada bir yazıda ben yazmıştım, Ayşe Arman'ın Hıncal Uluç'la yaptığı röportaj üzerine . Hani 'erkekler cenahından durum nasıl gözüküyoru' merak ederseniz buradan buyurun :))http://laparagas.blogspot.com/2009/08/sabahn-korusekssiz-ask-asksz-seks.html
biliyosunuz çocuklar, konu kadın-erkek olayları oldu mu erkekleri korurum.
mesela, ıssız adam'daki ıssız adam'a da hiç kızmamıştım. kendi kendine gelin güvey olan kıza kızmıştım. gerçi, aşıkken ben de hemen moda girerim ama konumuz bu diil.
genellemelerle, ölçülerle, kalıplarla mahvettiğimiz hayatlarımızın suçlusu biz kadınlarken, kabak nedense hep erkeklerin başına patlar.
kadın kısmı, sevişme sonrası sabahlara o kadar çok anlam yükler ki, orgazm olduğu andan itibaren garibim adam nası hareket ediceni hesaplamaya başlar. daha ilk saniyelerde uykuya yenik düşer; çünkü orgazm erkek metabolizmasında büyük bi yorgunluk meydana getirir. kadın kısmının "döndü kıçını uyudu" dediği olay, kan şekerinin düşmesi olayıdır ve tamamen bilimseldir. ama kadınlar bilmez.
adam uyanır sabah, ulan soğuk davransa kadın alınacak. yakın davransa kadın umutlanacak. ne bok yiceni şaşırır.
adam ağzıyla kuş tutsa bile osuruktan nem kapacak olan kadınsa, kendi çapında çıkarımlar yaparak kurbanına doğruı ilerler. çemkirir. adamı kaçırtır.
ulan oysa her sabah napıyosan, aynısını yapsana. al duşunu, yak sigaranı, iç kahveni git. nedir bu kadar kasmak...
amma yazmışım lan:DDD
Güzel ve doğru bir yaklaşım kitapta yazılanlar.
Gerçek anlamı görebilmek anlayabilmek çok değerli birşey.
Bir ilişkinin başı nasıl cicimse bununda başı cicim sonu daha gerçektir. (ama daha uzun yolu vardır)
Erkekler kolay elde edileni sevmezler, eğer anlam yüklemek istiyorlarsa.güzel bir duyguyu elde etmek kolay olmadığı gibi, güzel duygular beslediği kadınıda kolay elde etmek istemez bu adeta herşeyi ucuzlaştıran bir durum olabilir.
Cüzzamlı meleğe ıssız adam konusunda katılımıyorum zira adam kendine aşık edene kadar takla attı şerefsiz, kız çok kazık yedim kırıldım dediği halde ilerisini düşünmeden, kendini bilmeden bir insanı korunağından çıkardı..bence şerefsizlikti yaptığı.
Diğer yazdığı konu gerçekten doğru, bunu yanlış anlamamak gerekir.fakat tek başına bir gösterge değildir zaten, olayın sarhoşluğundan çıkıp gerçek hayata dönüldüğünde, yani sabah olacak olanlar başlangıç için bir referans olabilir. (tabiki her ilişki böyle güzel başlar ama kaç güzel giden ilişki evlilik biliyorsunuz?)
Hayat bir bütündür, gecesi sabahı, sonrasında olanlar birbiriyle hep örtüşmelidir, biri diğerinden ayrılamaz.
Cüzzamlı meleğe ıssız adam konusunda katılımıyorum zira adam kendine aşık edene kadar takla attı şerefsiz, kız çok kazık yedim kırıldım dediği halde ilerisini düşünmeden,
10.,
takla atmadı adam, aksine kendisi de aşık oldu. aşk, biliosun hesapsız kitapsız olan bişi..
Papatyam benim çok hoşuma gitti okuyunca. Hoş kal :)
Burhan abim yazıyı görünce direk anımsadım. ve şu kelimeleri tekrar tekrar okudum. Teşekkür ederim.
"sevgiyle ondan söz etme, aklımda tutma, onu(!) özleme hali olmayacaktı...
bir tek hüzünlü kelimesinde, ufacık içine kaçmalarında, sevilen kadına sarılıp şefkatle öpme duygusunun tadını hissedemeyecektim...
ama onun! sadece kelimeleriyle bile sevişmek acaip keyifli. O anların içinde sevgi var, ben varım; onun kokusu, sıcağı, teni var... "
Cüzzamlı, ıssızda adama da kadına da kızdım ben. Ama biz kadınların şöyle bir özelliği var. Farklı bir hayat kurabiliyoruz. Erkekler ise aşık olduklarında takılı kalıyorlar o kadına uzun süre.
O döndü kıçını uyudu olayında ise, neden iki türlü bakmıyoruz. Madem biyolojik açıdan düşünüyoruz, bizimde vucudumuz hala salgılanırken, hala istiyoruz. Bu duygusallıktan da öte değil mi?
Benim istediğim doğru bulduğum tek olay ne biliyormusun. adamın yada kadının tek gecelik bir biliktelikse dildikleri bunu baştan belirtmeleri. Böylece her iki tarafta sorumluluk veya acabaları düşünüp hissetmez.
Umarım anlatabilmişimdir meleğim.
Onuncu Köyün Adamı, biri diğerinden ayrılmaz demişsin ya gün için, aynen öyle. Ama bunu yaparken kırmadan incitmeden yapmayı sağlamak da bir o kadar önemli, bırak kadını-erkeği, insanı kırmadan, sorgulamasını gerektirecek davranışlar sergilemeden iletişim kurmak.
Teşekkür ederim yorumun için.
su, sen git efsa gelsin :DDD
Adımı değiştiririm yakında merak etme. Suyu efsa yaparız da nasıl yapacağımı bulmam lazım googleden. :)))
reha muhtarın bu yazısını bende okumustum okurken de sasırmıstım cunku kadınlar hakkında yazdıkları tespıtlerı yerınde ve gercekten kımı zaman evet boyle dıyıp adını koyamadıgım bırseylere bıle rastlıyorum
ama bu kahvaltı kadınları noktasını cok basarılı buldum basıt olan ama altında haylı derınlık barındıran bır mevzu
Evraka hep öyle değil mi zaten çoğu kelime veya tanımda zaten arkasında derin manalar saklıyor.
Yorum Gönder