8 Haziran 2009 Pazartesi

Yorumlar


Sizi bilmiyorum ama ben bazılarınıza yorum yazmayı çok seviyorum. Onları okurken düşündürdüklerini geçtim. Yorum yazarkende diğer yandan beni farklı uçlara götürmeleri, kendimi tartmamı, bazen şöyle bir silkelenmemi sağlamaları çok hoşuma gidiyor. Zaten nerede sorgulama yazısı var bayılıyorum okumaya veya insan davranışları ile ilgili olayları anlatan yazılara, hikayelere...

Bu insanların çoğunlukla bana hissettirdikleri ilk duygu huzur ve bir çeşit güven. İsimleri bile o an çok güzel şeyler hissettiriyor. Evet yalnız değilsin falan gibi düşünüyorum. Beenmaya, Sufi, Joa, Aydan atlayan kedi... ilk aklıma gelen isimler. Hani belki eş zamanlı okumuyorum hepsini veya aynı gün. Ama okuduğum zaman da öyle bir denk geliyor ki; ya bu kadar olur diyorum. Nasıl da hissetmiş. Evet benimde tam anlamıyla anlatmak istediğim / görmek istediğim / göremediğim vs vs. bu diyorum. Kendi kendime hem şaşırıp, hem söyleniyorum ve başlıyorum yazmaya.

 “Kendim gibi görüyorum, empati yapıyorum. Bana yapılmasını istemediğim davranışları onlara yapmıyorum. Beni en acıtan şey umursamazlıktır diyorum sonunda karşıdan hep bunu görüyorum. İnciniyorum, ben bu kadar açıkken, netken neden onlar kapalı diyorum. Hata arıyorum, onlara şans tanıyorum. ama yok yani.

çözümsüzüm hele ki artık insanlara mazeret bulmaktan yoruldum. Bu kadar zor mu ya? 

Ya ben... Bir yola girdiysen kendine yol açana kadar yılma diyorum. Sürekli deniyorum. Sonucun boş olduğunu içten bilsem de, denemedim dememek için devam ediyorum. O yolu bırakıp gitmek bana göre bir vazgeçiş geliyor. Yenilgi gibi.

O yoldan bir kere döndüm. Şimdi daha mutluyum, huzurluyum daha çok yoruluyorum daha çok öğreniyorum. Ama öğrendikçe acıtan şeylerin olduğu suratıma çarpıyor. inciniyorum, hak etmediğimi düşünüyorum. Çünkü kendi kalbimi düşüncelerimi biliyorum. 

Neyse bugünlerde beynimde kocaman böcekler var, iki türlü konuşan... mantık mı yoksa duygusal tonda mı karar vereceğimi bilemiyorum. Pişmanlık yaşamamak için.”

 Aydan atlayan kedinin ÖFKE isimli yazısına yazdığım yorum…

 veya

 "Hep erken yaşta ölmeyi istedim. Benim için yaşlılık demek ihmal demektir. hani suratım kırışır saçım beyazlar endişesi de değil. Sevdiklerimin hayatında artık eskisi kadar önemli olmadığımı hissetmektir beni korkutan...

ve ölüm. Korkmuyorum. Geride bırakacağım tek güzel eserimi mucizemi bırakıyorum. ve biliyorum ki emin ellerde. ben olmasam da hayatını devam ettirebilir. 

Kimseye borcum yok, söylenecek sözlerim yok, herkesin suratına karşı ilettim sözcüklerimi. Yaşamak istediklerimin çok cüzi bir miktarı erteledim. Ölümden korkmamı gerektirecek bişiy yok.

(bu arada sana yaptığım yorumlar o kadar hoşuma gidiyor ki. Kendimle yüzleşmemi sağlıyor. teşekkür ederim. içime dokunduğun için.)"

Yine Kedinin Akşam Yine Akşam yazısına yazdığım bir yorum…

* Şimdi Öfke yazısının yorumunu Nisan ayında yapmışım. Tekrar okuyunca aklıma gelen ilginç bir cümle oldu. Okudunuzmu bilmiyorum. Kitabın adı Şeytanın Fısıldadıkları. Enfes cümleleri vardır Emre Yılmaz' ın. Cümleyi şimdi çok net hatırlamıyorum ama şuna benziyordu: 

"Sana yapılmasını istemediklerini başkalarına yapma" bu can sıkıntılı hımhımların ahlak davranışıdır. "Sana yapılmasını istediklerini sende başkalarına yap." :)))


Sanırım benim yapmam gereken asıl bu...! Bazen biraz da Ben' i ön plana çıkartmak. İyi haftalar diliyorum sizlere. 


Resim alıntı :)))

14 yorum:

http dedi ki...

ben bazılarını okumayı seviyorum, onlardan birisin sen de...

her yazına yorum yazıyor muyum? hayır... her yazıya da yorum yapılmaz zaten; okunur, durulur, düşünülür ve gidilir...

sufi dedi ki...

Sevgili Efsa;
Efsane'nin -ne-sini biryerlerde mi bıraktı acaba diye düşündüğüm dostum.Sana sufi saja eğer güzel şeyler fısıldayabiliyorsa ne mutlu bizlere.Bu koca kadını aranıza alıp sevdiğiniz arkadaşınız ve dostunuz gibi sardığınız için esas ben hepinize teşekkür ederim.Bana da sizler gençlik ve dinginlik bulaştırıyorsunuz farkında olmadan, sevgilerimle.

efsa dedi ki...

Kutup zencisi, benim düşüncelerimi sen biliyorsun bu noktada.

ama bu isimlerini saydıklarım hem okurken, hemde yorum yazarken çok farklı oluyor. o an şunu yazayım diyorum ama başladımı gidiyor apayrı bir yere.


Sufi :) evet efsa efsaneden türedi. Bir baktım oyunun bir tanesinde efsane yi birisi almış nick olarak. birisi de efsa ol madem dedi. öyle başladı efsanın hikayesi :)

Ve böyle kucakladığın, andığın için asıl ben teşekkür ederim sana.

beenmaya dedi ki...

insanlar görünmez bağlarla bağlıdırlar birbirlerine. hiç yüzünü görmediğin, hiç bilmediğin yanından geçip giden bir insanla bile bir bağın vardır aslında. ama bilmezsin, yeterince güçlü ve sıkı olmadığı için belki de önemsemez, önemsenmezsin.

ama bazen bu bağ öyle sıkı ve sağlam olur ki, öyle yürekten oluşur ki kendi yansımanı görürsün benzer yüreklerde. kendinden pek çok parça...işte böyle zamanlarda kelimeler ortak kelimeler olur, yazılanlar ortak bir dilin habercisi, aynaya baktığında içindeki ama senin bir şekilde sakladığın, saklanan gerçek sen'in yansıması...

hepimiz için geçerli bu. hepimizi bir diğerimizin kelimelerinde buluyoruz kimi zaman kendimizi. bir yorum yazarken kendi kendimizi tanıyoruz, yeniden keşfediyoruz bir kez daha. her birimiz bir diğerimizin ama en önemlisi de içimizdeki asıl ben'in, gerçek ben'in habercisi...

bu görünmez ama bir o kadar sıkı ve sağlam, yürekten bağ için çok teşekkürler...bendeki yansıman sana hep artı getiriyorsa ne mutlu bana. sendeki yansımam için de kocaman sevgiler :)))

Aydan Atlayan Kedi dedi ki...

Bu cümleyi sevdim: "Sana yapılmasını istediklerini sen de başkalarına yap." Biz insanlar ne garibiz bazen gözümüzün önündeki bu kadar basit birşeyi tersten okumayı beceremediğimiz için göremiyoruz.
Not: Senin yorumlarını seviyorum. Ve yazıların yorumlarla daha büyüdüğünü, bir bütün olduğunu düşünüyorum. Güzel yorumların için teşekkür ederim Sevgili Efsa...

Evren dedi ki...

hımmm ben yorum bırakmaya geldim ama sonra dedim ki hıh aklına bile gelmemişim :)))
daha geçen akşam konuşuyordum blogu olan bir abi ile, dedim ki; bazı kişiler var ki onlar yorum bıraktığında dönüp bir daha okuyorum yazımı, hani ne kadar güzel yazmışım ki bu kişi bile yorum yazmış misali...
ama bazı kişilerin bıraktıkları yorumlarda var ki; öyle anlamını bütünlüyor ki yazılanın gidip öpesim geliyor...
ben tam da çıkarken bir hıh daha yapayım da içimde kalmasın :)))

cecil dedi ki...

:))) tıkandığımm yerde basıyorum noktaları .....kuvvetli yürek....

cecil dedi ki...

bi de şunu yazmadan gecemiyeceğim...
hani her yoruma cevap veriyorsun ya tavım yani o duruma :)
"umur"unda olmayı hissetirmene:)
bir yorumcu olarak deyinmek istedimmm :)
meğsi....

The İbrahim Ortaç (e.b) dedi ki...

çok çok eskiden yorumlarımı kitap mı yapsam triplerine girmiştim. ama en azından bir araya toplasaymışım epey malzeme çıkarmış. yorum yazıyı genişletir ferahlatır açar... iyidir.

efsa dedi ki...

beenmayam, benim ablam, kızımın arı mayası, iyi ki varsın ne diyim. şuan duvarı okuyorum ve beni alıp götürmenin keyfini yaşıyorum. Başka ne diyebilirim ki sana.


Aydan atlayan kedi, seni ben neden geç gördüm onu düşünüyorum. Ara ara geçmiş yazılarını okuyorum dinleniyorum. Tekrar okuyorum :) İyi ki geçen zamanları telafi edecek bugunlere sahibim ben.

efsa dedi ki...

Evren ne demiştim... Onlarda huzuru buluyorum ama Sana Arzuya ve Lal e büyülenmiş gibi bakıyorum.
Bunun dışında Virgliusa, abime, belgine bilgilendirici olarak yanaşıyorum. :) hepinizde bulduğum şeyler apayrı. (ama sen hep sıkıştır beni sarıl falan, sana şımarmak çok güzel)


cecil, asıl ben teşekkür ederim, yorumlarınla renklerdiğin için buraları. Umurumdasınız yazsanız da yazmasanız da.



İbrahim ortaç, renklendirir bence de. Her insan diğer insana farklı şeyler bırakır. bu gibi. Ben şahsen bir çok bilgiyi yorumlardan öğrenmişimdir.

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Ben de seni okumayı sana yorum yazmayı sevenlerdenim Efsa'cığım
Bu konuya yazdıklarımızla yüreklerimize dokunabilmek olarak bakıyorum.
Sevgilerimle...

JoA dedi ki...

adım geçmiş ama ben yeni yazabiliyorum. daha doğrusu son haftalarda pek okuyamıyordum, okumak istemiyordum. ama sanırım geçti artık:) çok iyi bildiğin gibi, hiçbirimiz yeni bir şey söylemiyoruz aslında. sadece söyleme nedenlerimiz, söyleyiş biçimlerimiz, deneyimlerimiz biraz daha zenginleştiriyor mesajları. makyaj yapıp sokağa çıkmak gibi:)
ama efsacım, beğendiğin şeylerde kendini buluyorsun demektir. ve çevren bu tür insanlarla doluysa ne mutlu sana, ne mutlu bize:)

efsa dedi ki...

özlem komşu gibiyiz zaten düşününce. :) sanki kapıyı açınca birbirimizi görüyoruz.



Joa, uzaktan da olsa varlığın hissediliyor, arada kaçıp duruyorum senin sayfaya :))

Related Posts with Thumbnails

..