
Sevdiğin ve sevildiğin bir hayatı sür bebeğim...
Yok öyle el gibi durma gül biraz... Sana gülmeler yaraşır... Yok öyle güz gibi soğuk olma... Güz ayrılık taşır...


Hani dedik ya hayat öğrenirken öğretir diye. Sen ne çok şey öğrettin bizlere. İlklerimde oldun... İlk kutladığım öğretmen yine sen oldun mesela. Yaptıklarını okuyup, dinleyip ilk hayran kaldığım insanda sen... Sene 2009... Arkadaşlarımızla bir olup, bir kampanya yapalım istedik öğretmenler ile ilgili. (Öğretmenin Kimdi Senin?) Ve ben Geçen sene yazdığım bir yazıyla, seninle başlamak istedim bu kampanyamıza.
"HERŞEYE RAĞMEN SAYGI İLE ANIYORUZ SENİ. BİLİYOR MUSUN? KIZIMIN BİLE İLK ÖĞRENDİĞİ ŞARKI İZMİR MARŞI İDİ. BİRÇOK İNSAN MİNİ MİNİ BİR KUŞ DERKEN BENİM KIZIM "YAŞAAA MUSTAFA KEMAL PAŞA" DİYORDU PELTEK PELTEK.
VE ŞİMDİ ANAOKULUNDA, YENİ YENİ ŞİİRLER ÖĞRENİYOR. KARŞIMA ALIP YAPTIĞIN İNKİLAPLARI BİLE ANLATTIM GEÇENLERDE. KIYAFET VE YAZI DEVRİMİNE ŞAŞIRDI EN ÇOK. GÖZLERİNİ KOCAMAN AÇIP BANA MOR VE PEMBE DE GİYEMEZLER MİYDİ DİYE SORUŞU VARDI Kİ SORMA... SEN HEP İÇİMİZDESİN ASLINDA, SENİ YAŞATMAYA ANT İÇTİK SENELERCE, YAŞATACAĞIZDA SÜREGELEN NESİLLERCE...
ANNEANNEMİN SESİNİ DUYAR GİBİYİM. KENDİSİ SENİN SÖZÜNÜ DİNLEYİP, OKUMUŞ VE TÜRKİYE DE Kİ BİR İLİN, İLK BAYAN ÖĞRETMENLERİNDEN BİRİ OLMUŞ... BÜTÜN ÇOCUKLUĞUM BOYUNCA ONUN SENİN HAKKINDAKİ SORULARINI ŞIP DİYE BİLMEKLE GEÇTİ. SENİ ANLATIRDI BİZE ÖNÜNDEN O HEYBETLİ HALİNLE GEÇİŞİNİ... ÇOCUKMUŞ O ZAMAN KENDİSİ DE. AMA HİÇ UNUTMAMIŞ, UNUTTURMADI DA.
KIZIMIN 29 EKİMDE EZBERLEYİP OKUDUĞU VİDEONUN KAYDINI YAYIMLADIM YİNE GEÇENLERDE. 5 YAŞINA BİLE GİRMEMİŞ BİR ÇOCUĞUN AĞZINDAN, KIZIMIN AĞZINDAN ADINI DUYACAĞIM. VE HAKLI GURURUNU YAŞAYACAĞIM.
Yukarıdaki resim http://www.veataturk.com/resimler.asp?islem=resimler&id=19 dir. Yine buradan Atatürk' ün belki bir ihtimal görmediğiniz resimlerine ulaşabilirsiniz.

Cumartesi sabah ablamın iş yerine gidene dek arabayı o kullandı. Ardından ben ticaret odasına gittim, derslere girdim derken, öğlen yemek için arabayı çalıştırmayı denediğimde çalışmadı meret. Meğer ablamın sabahın 9 unda farları yakma alışkanlığı varmış. Bende de olmayınca ve geç kalınca apar topar indiğimden bip bip sesini kapı sesi olarak algılayıp fırlamıştım. (kontrol etmediğim ve çıkan sesi alelacele iplemediğim için suç bende yani)
Sevgili akümüzün şarjı sizlere ömür...
Hemen aklıma kaskodan asistans hizmetleri geldi. Ama çekiciyi bekleyecek, takip edecek, telefonlarına cevap verecek imkanım yoktu, sınava girecektim. Allahtan akü olduğunu fark etmem ile ara kablosu aramam bir oldu. Oradaki güvenlikten mola zamanında yardım istedim.
- XXXXX, sende şarj kablosu var mı? Bizim araçlardan birisini göndersene ticaret odasına, orada seni?. (burada dönüp bana bakarak)
- Efsa.
- Efsa hanım bekliyor olacak.
- Güvenliğin orada olacağım.
- Güvenliğin orada. Tamam bekliyoruz. (telefon kapatılır)
Ben teşekkür ettim ve yürüdüm.
- Efsa hanım, benim gitmem lazım ama merak etmeyin boşuna beklemiyorsunuz demek için geldim. Ben şuşuşu firmanın bölge şefiyim, gelecek arkadaşlarda şuşuşu lojistik firmasından gelecekler.
- Tamam teşekkür ederim tekrar.
- Kusura bakmayın Efsa hanım, arkadaşımı almam gerekti yoksa sizi yalnız bırakmazdım.
- Yok lafımı olur. Arkadaşlar yardımcı oluyorlar zaten. dedim.
Ama ben bu arada çok paspaldım, makyajsızdım, sınav stresi içindeydim, 2 gündür seminerden seminere girmiştim, saçlarım bile ayrı telden çalıyordu. Adamın bu jestine karşılık hiçbir görselliğim yoktu diyebilirim. Hani adam bunu düşünüyordu da yardım etti desem...
Neyse adam en son kartını verdi. Bende tekrar teşekkür ettim ve gittim. Şimdi ufak bir maille teşekkür etmeyi düşünüyorum. Hiç başıma böyle bir jest denk gelmemişti. Ablama anlattığımda bolca gülümsetti bizi, çünkü çalıştığı firma büyük bir firma ve lastikleri bizim iş yerinde değiştiriyorlar. :))
* Çalışamadığı halde sınavı güzel geçen Efsa... :))) (Henüz sonuçlar açıklanmadı ama, kötü geçseydi bir sonraki sınav 3 yıl sonra olacağından 3,5 atacaktım)


Geçmiş; "Sigaranı söndür, kalkabiliriz, On adım sonra yollarımız ayrılmalı, Sakın ağlama ve bir şey söyleme bana, İnsan ayrılırken bile büyük olmalı." Ü.Yaşar Oğuzcan / Ayrılırken.
2008; “Benim çiçeğim, bir aptalın düğme deliğinde cennetini arzulama!” R. Tagore
2009; "Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz. Bana aşağıdan bakarsanız tanrıyı görürsünüz. Bana tam karşıdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz." Charles Manson
2010; "Sizden öğüt isteyen, size akıl danışan kişilere elbette ki öğüt verebilirsiniz. Fakat eğer karşınızdaki kişi öğüt istememişse, sedece durumunu betimliyor, halini tasvir ediyorsa, lütfen ona akıl vermeyiniz. Sadece onu dinleyiniz, onunla empati kurmaya çalışınız. Böylece sıkıntısını paylaşmış olursunuz. 'Öğüt vermek' sıkıntıyı paylaşmak demek değildir." Üstün DÖKMEN