15 Kasım 2011 Salı

Miladım..


"Ağaçlar, aşık olduklarında eğilirmiş rüzgarlarına...!" 
Adımın anlamının neden bir ağaç olduğunu, seni tanıyınca daha iyi anladım...


Miladım..!
Zamana uyum sağlamış,
Kırmızı ışıkta birbirini bekleyen iki insanız biz. 
Aramızdan; arabalar, insanlar, gündelik olaylar, çarpışanlar, kağıt parçaları, yağmur damlaları ve rüzgarlar geçiyor.. 
Biz birbirimize yansıyoruz..

Biliyor musun? 
Sen görmüyorsun ama senin içinde bir sürü sokaklar var..
Bir çok insanın fark etmeden geçip gittiği yerlere, ben seviniyor, tenhalarında kaybolmak istiyorum..
Yokluğunda vatanına hasret insanlara dönüşüyorum
Öyle özlüyorum ki, bir görsem eğilip öpeceğim sanki ellerini..
Seni düşünmek güzel şey.. 
Eski şehir mahallelerine dönüşüyorsun zihnimde.
Eski evimizi andırıyor sanki her bir boşluğun..

Şimdi bir resmin üzerinden dudaklarına bakıyorum..
Bakarken kayboluyorum..

Bil ki benim için, boynunda uykular saklıyorsun bilmeden.
Boynun huzur..
Rüyalar görüyorum.
Boynun tutku sarmaşığı, beynime uzanıyor..

Gözbebeğime saklan sevdiğim.
Kirpiklerimde sana özenim.
Gel.. 
Çünkü biliyorum ki, beraberken çok güzeliz biz. 

Adam!
Uyuma!
Taşırmadan, usul usul çizmek istiyorum seni hücrelerime..



* Derslerine odaklanma konusunda kendini motive etmeye çalışan Efsa... 



14 Kasım 2011 Pazartesi

Bu Hayatta Başıma Gelen En güzel' e...




Bezelyeme.. 


Hayat bana; "büyütürken büyümeyi, öğretirken öğrenmeyi, yazarken de kelimeleri kullanarak ifade yeteneğine sahip olabileceğimi" senin sayende gösterdi..

Saat 14:40 da anneliğimin 9. yılına girmiş olacağım.. 
Hayat bana nanik yapmaktan vazgeçer de, yeniden bir evlilik yapar mıyım ve başka bir çocuğum olur mu bilmiyorum ama öyle bir şey olursa da, bendeki yerin apayrı kalacak..

Bir anne babanın son çocuğu olarak, sen benim biricik Elif' imsin..
Dilerim adın gibi yaşamak nasip olur, bahtın ve şansın hep açık olur..  

Aklımda bir çok sahne var seninle ilgili..
Biliyor musun, anne olunca şöyle oluyor; dünyada ilk aklına gelen, ilk telaşlandığın, hatırladığında hep gülümsediğin kişi yavrun oluyor.. Büyütürken izlediğin süreç gözünün önünden hızla geçiyor. Bir insanı yaşattığı tüm o zorluklara rağmen güzel ve sevimli anabiliyorsun. Hamilelik sürecinde; seni ultrasonda ne zaman görsem, ellerini çenenin altında yumruk yapmış olarak buluyordum. - "Koskocaman yanaklı bir kızınız olacak" demişti dr hanım. Gerçekten de yüzünde en belirgin yerin hala yanakların.. :)
Çok güzeldin..
Çilek gibiydin..

Bezelyem..
Çevremdeki insanların çoğu yazı yazdığımı bilmiyor. Bir şekilde beni okuyan çoğu insan ise, hamile olduğumu öğrendiğimden bu yana sana yazılar yazdığımı hiç bilmiyor.. Afilli cümlelerin "a" sı bile yokken hayatımda düşündüm ki, ileride sana bırakabileceğim en güzel şey bir kaç kelime olabilirdi.. Sonra "bir harf kelimeye döndü, iki kelime bir cümle oldu". Sen büyüdün.. Ben yazmaya devam ettim.. İyi ki sebebimsin..

Şimdilerde kendi kişiliğini kazanmaya çalışan ayrı bir bireysin. Duruşun, olayların karşısındaki tavırların giderek gelişiyor. Arkadaş ilişkilerin farklılaşıyor. Ve biz, günden güne birbirimize daha çok benziyoruz. :)

Umuyorum meleğim, sen benim hayata kazandırdığım en güzel şey olursun..
Seninle gurur duyuyorum yavrum..
Doğum günün, doğurduğum günüm ve 1 gün arayla doğum günüm kutlu olsun..
12 Kasım 2011... 




* İstanbul gezisinden büyük bir doygunlukla dönen Efsa..

* Görsel: Bezelye çizimi :)



5 Kasım 2011 Cumartesi

Çocuğuma Dokunma...



Size bu yazıda bir kadın ve bir anne olarak seslenmek istiyorum..

Elimden geldiğince; gerek kadınlar yazıyor' da, gerek ise kendi blogumda bu konuya sıklıkla değinmeye ve araştırmaya çalışıyorum. Daha önceki araştırma ve bilgilendirme yazılarına şuradan ve şuradan ulaşabilirsiniz.

Lütfen yandaki "banner"a ya da (beni koruyun) girip bir okuyun. Gerçekten tüm ailelerin bilinçlenmesi lazım bu konuda. Çocuklarımız henüz küçük olduklarından, belki bazı şeyleri anlayamıyor olabilirler. Ama iyi ve kötü dokunma diye bir şey var ve 18 yaşına dek tüm çocuk ve gençlerin bunu anlaması gerekiyor.

* Şu anda bu yazıyı okuyan bir ebeveyn yada yetişkin ise; lütfen şu adreste bulunan yazıları dikkatlice okusunlar..  


* Eğer bu yazıyı okuyan genç yada bir çocuk ise veyahut bir çocuk sahibi ise yine şu adrese bir göz gezdirsinler... Çocuklarına okutsunlar.. 


Çocuk istismarını gelin önce kendi ailemizden ve çevremizden engellemeye çalışalım. 
Biraz daha bilinç lütfen.. 

* Okuyan herkese teşekkür ederim.. Efsa...

4 Kasım 2011 Cuma

Bir Kampanyanın Ardından... / Hondular



* Ve ihtiyaçlar yerlerine ulaştı.. Çok mutluyum. 26 çocuğumuzun gülen yüzlerini kazandık... Emeği geçen; bir ricamızla, mailimizle bizleri yalnız bırakmayan değerli dostlarımıza tekrardan çok teşekkür ediyorum.. Umarım aynı güzel yüreklerinizle başlattığımız Van da ki çocuklarımıza oyuncak kampanyasına da katılım sağlarsınız. 





* Bu arada bayramda İstanbul' da olacağından, herkese keyifli, mutlu bayramlar dileyen Efsa..

* Kaynak



2 Kasım 2011 Çarşamba

KAMPANYA / VAN’ A 1 MİLYON OYUNCAK




1Milyon Kalem Ailesi olarak; çocuk gülümsemelerini biraz daha arttırmak için, yepyeni bir kampanya daha başlatıyoruz.. 

"Siz hiç çocuk oyunlarında yıkılan bir ev gördünüz mü hiç?"
Oyunlardaki gibi yıkılmaz evler yapmak, mutlu ve yaratıcı çocuklar yetiştirebilmek için...
Van’daki çocuklarımızı oyuncaklarla sarıyoruz.

Gelin çocuk gülümsemelerinde sizlerin de bir katkısı olsun..
Haydi! 
Top, bebek, lego, araba, yap-boz yollayalım. 
Boya kalemi ya da bir kitapla çocuk gülücüklerine karışalım.

Sizlerin ve bu kampanya sayesinde, güzel sonuçları göreceğiz.. :)


Adres:  
Van Valiliği
  Cumhuriyet Cad. Hükümet Konağı  65100  Şerefiye - Van




* İletişim için: eefsaa@gmail.com , birmilyonkalem@gmail.com a mail atabilirsiniz veya duyuru sayfalarına yorum bırakabilirsiniz. 
Teşekkürler
 Efsa..

28 Ekim 2011 Cuma

Seni Sevmek



Eski bir Türk Filmi sahnesinde bulduğum, "seni" seviyorum..
Düşlerim ağrıyor!
Ben seni dişetlerimdeki iltihap kadar,
şeytan tırnağım, kırık saç uçlarım kadar seviyorum..

Suya girince buruşan ellerim,
sancılı sivilcelerim kadar..
Ödünç verilince gelmeyen kitaplarım,
Açılmayan telefonlarım,
En sevdiğim kıyafetimin izinsiz giyilip, ters çıkarılması kadar seviyorum..

Tüm kötülüklerin içinde iyiliği görebilecek kadar
Tüm çoklarım, varlarım, olmazlarım, hayırlarım kadar..
Beyazlarını giyinip çamura bulanmak kadar..
"Ah" larım, yarım kalmışlıklarım, yaşanmamışlıklarım kadar..
Öznelerim, yüklemlerim, tümcelerim kadar..
Anlatamadığım hislerim, tutkum, onurum kadar..
Ben seni çok seviyordum!!

Ama artık çık git beynimden!
İnan geleceğim sızlıyor!! 

.



* Bir aksilik olmazsa bayramı İstanbul' da geçirecek olan Efsa.

7 Ekim 2011 Cuma

Kırmızı Işığa Benziyor Seni Sevmek...



İçinde çıkmaz sokaklar var sevgilim.
Ve benim o sokaklarda kaybolma isteğim…

İnsanın, birisinin yokluğunda kafası dumanlanıyor.
Öfke ile çaresizlik boğazımı sıkıyor sanki.
Kafam mistik diyarlarda oyalanıyor..
Artık gri küllere inanıyor ve seviyorum.
Düşünebiliyor musun?
İçlerinden birçok şey çıkıyor
İçlerinden prensesler, kuşlar doğuyor…
Bir tek; sen hala yoksun..
İnanma isteğim ise, umutsuzca devam ediyor…
Sen zaten, benim inanılacak en güzel şey olacağımı düşünüyorsun..

Bulsam seni, çekiştirsem kendime doğru?
Aynı yastığı paylaşabilir miyiz?

Günlerim seni düşünmekle geçiyor.
İki lafımdan birisindesin sevgilim.
Düşüncelerimdesin.
Başka kimse umurumda değil,
Kimsenin kabuklarını kırmayla da uğraşmıyorum artık.
Kalkanlarını umursamıyorum.
Kendi halimdeyim.
Beynimdeki mazgallarla, ızgaralarla yaşıyorum.
Bazen kendime bile fazla gelip taşabiliyorum.
Olsun diyorum, bu da geçer.
Geçiyor.
Öyle olmasını istediğim için, diğerlerinin gözünde tek yönlü bir şeritten farkım yok artık.
Benim adıma düşünen ve empatisizlikle kafasında kurup, karar veren insanlardan nefret ediyorum biliyor musun?
Bu aralar çevremde yine böylelerine rastlayınca koptum dış dünyadan..
Onlar var ya, kışları uzun sürenlerden..
Ve beni boğuyorlar artık.
Kimseye gösterecek sabrım kalmadı.

Seni özlüyorum.
Bakışlarının büyüklüğünü hatırıma geliyor.
“Seni çok bekledim. Ama öyle bir buldum ki, tüm bu zamana değdi” deyişin..
Bütün sözlerin..
Tek kulaklık ikimize de yetsin istiyorum.

Kırmızı ışığım.
Senden geçmek istemiyorum.
Gel; beynimi uyar, kalbimi, bedenimi..
Daha nasıl anlatabilirim bilemiyorum!


* Ayın sonuna doğru anne ve babasının hacı olmaya gideceği kız, Efsa...

Related Posts with Thumbnails

..