5 Ağustos 2010 Perşembe

İki Yüz




Adam dedi ki...
"iki yüz, iki hayat mıdır?"

Kadın dedi ki...
"Hayır. Tek hayat. Tek insan. İçteki ikiyüz vardır"


* Bugün garip bir can sıkıntısı yaşayan Efsa...

* Görsel

3 Ağustos 2010 Salı

İyi ki, var olana...


Kadın dedi ki...
"Ben seni bütün huylarınla sevmeyi öğrendim.
kaşını oynatınca ne diyeceğini,
mimiklerinden o güzel tepkilerini,
şaşırınca o güzel kıkırdamaları sevdim.
ben seni sen olduğun ve hayatımın en güzel yerinde olduğun için sevdim.
başımı güvenle yaslaya bildiğim için sevdim.
ben seni umursamazlıklarınla sevdim.
aramadın diye hiç kırılmadım,
aramadım diye hiç kırılmadın,
ama hep yanımda olduğunu bildim.
sanırım ben seni çok özledimmm"

Kadın dedi ki...
"iyi ki varsın"


* 31 Temmuz' da doğan bir meleğin, daha nice nice 10' ar yıllar daha hayatında var olmasını dileyen Efsa...

* Görsel

29 Temmuz 2010 Perşembe

Duraklama



"Bir adamı tutkuyla sevmek, ancak benim seni sevdiğim gibi olurdu... Ve sana aşık olmak benim hayatımın en güzel durağı oldu..."

Seni yaşamanın ayrıcalık olduğu bir geçmişti.
Ve ben o kahrolası günlerde ne çok beklemiştim seni.
Ne kadar çok senden kopmak istemiş,
Binip otobüslere, ilk durakta geri inmelerle saatler geçirmiştim...

İnan öyle çok diledim ki;
"anılan iken anıya dönüşmemeni"

Değişirsin sandım.
Ama yanılttı zaman.
Seni herhalde hiç unutamayacağım derken,
Ben dönüştüm sonunda...
Çıkıp kaldırımlara; aşık olup, kendimi aştığım bu yolda,
Farkındalık kazanarak büyüdüm, biraz daha...

Şimdi biliyorum, bu veda kaçılmaz bir ihtilal havasında...
Söz veriyorum!
Artık içimdeki tüm suları emmesi için toprak niyetine kullanmayacağım bedenini!


* Tangoda neredeyse 1. yılını dolduracak olan Efsa...

* Görsel

28 Temmuz 2010 Çarşamba

Sevince Kırmızı Olan Kadın...


Sevgili,
Ben sende gitmeleri değil,
Sana kalışlarımı sevdim.
Ve sana dair dilekler tutmayı ramazan aylarında…
Sahurum, sofram, sabrım ol istedim.
İnançlarım, nazarlığım, maşallahım…
Hıdrellez zamanları yakılan ateşim sene de bir kez..
Bir anlık da olsa sende tut hadi,
Ben tüm dualarımı sana yönelik yaptım bak!

Biliyorum, yüzün başkalarının karelerindeydi…
Geleceğin belki başkalarının kaderlerinde…
Ben sadece, yazgım olmayınca, yazılarımda kal istedim.
Ben seni bana sırtını döndüğün zamanlarda bile sevdim.
Şimdi bile bile cehennemlerinde yanmak için,
Seni severek kırmızı oldum bak!

Hayatımın en güzel devrimi,
Hayatımın en önemli eylemlerinden biriydin.
Aslında bu aşkın uğruna;
Marşlar söylemeliydik en yüksek sesimizle, en tepelerde..
Şarkılar yazılmalıydı isimlerimize.
Ama bu aşkın bir notası bile olmadı hiç
Tek bir şarkılık aşk bile yaşamadık biz seninle..
Ve olmasan da şimdi,
Ben bildiğim tüm ezgileri senin için söylüyorum bak!

Evet, iddia ediyorum
Hiçbir kadın çocuklarına benim kadar anne olamayacak
Ve hiçbiri taşıyamayacak kasıklarında…
Ah sevgili, bilmedin!
Çok istemiştim tenimde yeniden sana ait izler taşımayı…
İstedim; kirpiğim düşecekse bile göğsünde yer bulmasını..
Lütfen kalkmama izin verme.
Gidersem yaşayamayız bu aşkı…*
Biz seninle siyahı, kırmızıya bulayarak yepyeni bir renk yarattık bak!



* Nereden okuduğumu hatırlamadığım bir cümle...

* Harıl harıl ihale yetiştiren, ama bir yandan da aklına alakasız kelimeler gelip duran Efsa... :)

* Görsel

23 Temmuz 2010 Cuma

Sapma



Sevgili,
Sırf korktuğun için, değer verdiğin halde uzaklaşan sendin.
Benden kaçışların yüzünden ulaşamıyordum kıyılarına.
Bazen varmak bu kadar uzun sürerdi işte,
Sana ve aşka…

Sen benim zaaf noktamdın.
Gözlerim gözlerini seçtiğinden beri
Söylesene şimdi,
Hangi bağlaç birleştirirdi bizi?
Ya sen,
Gerçekten bir zamanlar
Benim miydin sahi?

Ah sevgili;
Yolum yoluna çıktı da, neden yolundan saptın?
Bana gelmeyişlerinin ağırlığını,
sana yükleyerek geldiğim için mi?

İstemedim;
Bayram zamanları elime sıkıştırdığın bir parça sevgiyi…

Medeti senden ummaktan…
“belki” lere tutunmaktan da.
Yoruldum anlıyor musun?

Bugün lütfen hemen gitme…
Göz hizanda kalmak istiyorum biraz daha…
Son kez olsa da…


* Eskiden olduğu gibi esnek olmayı özleyen Efsa...

* Görsel...

16 Temmuz 2010 Cuma

Nefes



Geçmişte bir zaman...
"Ben arkamı döndüğümde gitmeyeceğini bilemem, orada olduğundan emin olmak isterim insanların" dedi kadın.
Yaptığı hatanın ardından "Daha ağır bir söz bulamazdın değil mi" dedi adam. Söz verdi, özürler eşliğinde.


Dün akşam...
Kadın omuzuna dokunan parmaklarla irkilir. Camdan gözlerini ayırıp, parmakların sahibine doğru dönerek şaşkın şaşkın bakar.
- "iyimisiniz" der yabancı..
- "hı?" diye ses çıkarır kadın..
- "ağlıyorsunuz" der yine aynı bakışlarla bakan yabancı..
- "farketmedim hiç"  der kadın, yanaklarının ıslaklığını elleriyle farkettiğinde..
Canını acıtan bir şeyin varlığını düşünürken istemsizce akmıştır yaşlar gözlerinden ve ilk kez ağladığının bile farkında değildir kadın...
Eve gider... Bütün gece telefon elinden düşmemiştir... Sabah kaçta yattığını anımsamaz...

Bazı insanlar kendi cehennemlerini kendileri yaratırlar.
Ve aslında yarattıkları bu cehennem kendi umurlarında da değildir.
Alışmışlardır bu döngüye.
Kendilerine yapılma ihtimalinden hoşlanmayacakları şeyleri, başkaları ile yapmamalıdırlar!
Ama, düşünmezler... 
Art niyet aramak değildir bu, yada olayları saptırmak.
Varolmaması gereken sözcükler görülmüştür, olmaması gerekenler duyulmuştur.
Geriye söylenecek pek bir şey kalmaz.

Sadece biraz nefes almak ister kadın. Dün gece evde hıçkırıklara boğulmuşken boğazına yapışan o şey yüzünden nefes alamadığını hissetmiştir birkaç defa...


* Şüphe gibi, sadece bir kez girdi mi bişiyler insanın içine, onu yaşatmayı devam ettirmez bazıları diye bugüne not düşen Efsa....

* Görsel

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Bir Boğazdı Aralanmış Dudakların...


Beni öpmek için değil, benimle konuşmak için yaratılmıştı dudakların…
Bu yüzden “seninle dolu olup da, sana doyamamanın”
ne demek olduğunu, asla anlamadın!

Ben sana aşık oldum..
Oysaki annem kadardı boyum,
Ve babam kadardı adımlarım.
Yolumda giderken,
Kuzeyim sen oldun.
Ve güneyim Akdeniz..

Sen İstanbul' dun.
Bir gün dudaklarını aralandın…
Boğaz oluştu!
Kuytunda ki boğazda, benim gemilerim karaya oturdu.

Ah sevgili,
Şimdi ben ne zaman uykuya dalsam hep sana uyanıyorum.
“Uyku uykunun damızlığıdır” der annem…
Sana uyanmak için hep uykuya dalıyorum.
Evet;
Biliyorum seni en çok seven kadın değildim,
Ama en koşulsuz sevebilen bendim.

Oysaki tek isteğim,
avucunun içine sığınmak,
kirpiklerinde kaybolmak,
sakallarının arasında kendime yer açmaktı.
Onu bile yapamadım.
O kadar soğuktu ki ellerin,
Dokununca buharlaştım!
Şimdi, ahir zamandayım…
Sahi söylesene:
"Suratıma ne üfledin de, kıyametim oldun?"
Ben seninle; en çocuk, en yalın, en kadın hallerimi yaşamıştım.

“Keşke sen de boşalsaydın hücrelerimden... Ter gibi, yaş gibi, haz gibi...”
diye bahsettim arkadaşlarıma geçenlerde.
Bilemedim…
Benim olmayan her şey zararlıymış bedenime.
Yanarken kırmızı olan tüm yanlarımın, siyah olması için önce sönmem lazımmış.

Hey sen!
Bana ait olmayan adam.
Başkalarının da olmaman tek avuntumdu.
Çünkü tarihim sana tekerrürden ibaretti.
Yüzümde soluğunu duyumsamak tek duam oldu.
 
* Med cezirlerde bir Efsa...
 
* Görsel
Related Posts with Thumbnails

..