sancılar eşliğinde etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sancılar eşliğinde etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
17 Ağustos 2009 Pazartesi
İçimden konuştum
O
Masada karşılıklı otururken
O
Rakısını yudumlarken
Ben
Bardağımın kenarı ile oynarken
O
Tutamayacağı sözler verirken
Ben
Kıstım sesimi
İçimden konuştum
1 Nisan 2009 Çarşamba
16 Mart 2009 Pazartesi
Kış ortası
bir kış ortasında şimdi.
Eriyorum her gün bu kentte,
yağmurlar ıslatmıyor,
öldürüyor sanki her damlada!
Bir sancı var,
ayaklarımdan ciğerlerime doğru
Duman olup savruluveren bir sancı...!
Sevdiklerim uzaklarda şimdi, özlemlerim uzakta kaldı.
Önceden düş kurabiliyordum istediğim zaman,
şimdi düşlerimde öldü bu kentte...
16 Şubat 2009 Pazartesi
Hikayeler / Başlar bir hikaye sonunu bekleyerek...
Başlar bir hikaye sonu belli bir yolculuğa alır götürür insanı... Adam kısık sesiyle sadece “neden ?” diye bildi ve kadın derecesi hiç düşmeyen bir tonla, tüm can acımışlığının verdiği oranda anlatmaya başladı.
Her şey ilk kez yalnızlığımı duyumsadığımda başladı. Seninle konuşmak istediklerim, sana söylemek istediklerim hep boğazımda bir yarım kalmışlıkla tıkandı. Biliyordum dinlesen anlayacaktın, anlatsam kurtulacaktım, ama dinlemeyi hep ret ettin. Sana anlatacaklarım hep sıradan göründü gözüne. Bilmiyorsun. Karşındakinin susması dışında, birine kendini anlatmanın zorluğunu. Yoktum gözünde, değersizdim senin için, öyle hissettiriyordun bana... Bir bedende takılı kalmıştın sen, yokluğumu sadece bir yönde arıyordun.
Senelerce sığınmak istediğim yanlarım çoğaldı yanında. Kapanmayan bir boşluk vardı içimde. Çevremdekilerin farklı duygularıyla besleniyordum artık. Adı bazen tutku oluyordu, bazen şımartılmak, bazense şefkat... Bölük pörçük duygularla yaşamayı seviyordum. Bilirdin bendeki bu halleri. Ama hiçbir şey demezdin. Susardın. Bu suskunluk anları benim başkalarının sevgisine, ilgisine duyumsadığım hisleri bin kat artırıyordu. Anlamadın... Ben konuştukça, sen karşılıksızdın, susmaya devam ettin. Önceden suskunluklarımız bile anlamlı gelirdi. Sonraki yıllarda ise sadece öfke hissettirdi bana.
İstediğim tek şey özenindi. Tüm birlikteliğimiz senin yapmacık ve bir görevmiş gibi yaşattıklarından ibaret geliyordu gözüme. Senin beni gerçekten hissetmeni beklerken; içimdeki savunma içgüdüsü ile buna ihtiyacım yokmuş gibi davrandım. Şimdi sakın susmamı bekleme, çünkü senelerce içimdekileri kusmayı bekledim sana. Sana pişmanlıklarımı anlatmayı isterken hep dinlemeyi reddetti benliğin. Belki de duyacaklarından korktun kim bilir. Sevgisizliğinle bu kadar açıkça yüzleşme cesaretin yoktu. Hazır değildin duymaya, kendini tartmaya...
Sen konuşmayınca, kendimi dinlemekten usandım. Usandığımda farklı kaçışlar aradım. Ama bütün yollar sana çıkmamaya başladı geri dönüş zamanlarında. İflah olmaz bir duygu arsızı olmaya başlamıştım, doymuyorum. Senin boşalttığın anlarımı başka kimliklerde, başka resimlerde ve seslerde doldurmaya başladım. İşte bu noktada hissetmeye başladın belki de bir şeylerin ters gittiğini. Alışkanlıkla yaptığım yemeklerin bile tadı değişti senin için. Bu sefer değiştiremeyeceğin hislerin altında ezil istedim! Çünkü zamanla senin canını acıtmayı istedim. Acıtamadığımı, değişemeyeceğini anladığımda; ama en çok kendime kızdığımda başladım seni aldatmaya.
Başka bedenlere sen diye sığınmadım ve yaslanmadım asla başkasının göğsüne. Kimsenin kalp atışlarını duymadım senden başka. Ama aldatmaksa aldattım işte düşlerimde. Dokunmadan seviştim bazı bazı. Senin umursamazlıklarına hüzünle ve öfkeyle seslenirken, onlarla şehvetli tonlarda konuşuyordum. "Gel" desem geleceklerdi biliyordum ve "Gel" dediler, gitmedim. Kirletmeye kıyamayacak kadar çok seviyordun çünkü bedenimi. Tek sevdiğin olarak gördüğüm bedenime başka dokunuşları yüzeysel tattırmaya kıyamadım. Nasılsa aldatmıştım ya seni vicdanım daha fazla yükü kabul etmeyecekti belki de.
Şimdi bana "neden" diye mi soruyorsun?
"neden"...
"Çünkü senelerce sen diye baktığım her yerde yokluğunun izlerini bulmamla başladı ilk kez her şey."
Resim
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
