seçimler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
seçimler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2 Kasım 2010 Salı
Diyaloglar 2
Erkek dedi ki...
Kalemin sıyrılsa mutsuzluktan.. Mutsuz'u, mutsuzluğu yazmaya alıştığı için, suskunluğu mu tercih eder acaba? Yani ne kadar sevdiğini, ne kadar özel sevdiğini gösterirken depresyona sokan Efsa, sadece mutluluğu yazsa, neler gelir başımıza. :)
Kadın dedi ki...
Yapamıyorum, denedim ama sizin istediğiniz ölçüde mutlu şeyler yazamıyorum. Ya tutku oluyor mutluluğa giden, ya hüzün. Ben sizin anlatımınızla mutluluğu nasıl yazacağımı bilemiyorum. Ve bunu insanlara anlatamıyorum. Yani zaten ben severken mutluyum aslında. İnsanlardan çok sevme biçimimi seviyorum anlıyor musun? Bu benim en büyük handikabım. Ben mutluluğu yazdığımı düşünürken, siz bunu mutsuzluk diye nitelendiriyorsunuz...
Erkek dedi ki...
Hahaha! "Ne kadar güzel seviyorum oysa" diyerek saplantı haline getirdiğim, kendi içimdekine kıyamadığım insanlar var şu hayatta.
Kadın dedi ki...
İşte aynen bu şekilde.. Ve bu nedenle hayatımda barındırıyorum ben bazı insanları, yaşamaktan çok yazmayı sevdiklerim var. Hatta geçen gün bunlardan biri dedi ki bana; "Efsa senin kimseye ihtiyacın yok. Sadece birine sığınmayı seven yanlarını göstermeyi seviyorsun. Sen güçlüsün, bak bende öyleyim ve bu nedenle bu kadar umursamazım. Sen kendi başına da ayakta durabilen ama birlerinin varlığı ile mutlu olan insanlardansın. Bu bizim gücümüz." Demem o ki ben çok canımın yandığı zamanlarda bile ölmem aşkımdan. Ben kendi sevgimi seviyorum buna acırım, neden sevdim diye değil, neden o da beni böyle (kendini sever gibi) sevemedi diye.
Mutlu olma şanslarını geçmişte kullanıp ve bunun için fedakarlıklarda bulunulmuş önceki ilişkilerin izlerini bana yansıttıkları ve çaba harcamadıkları için acırım onlara, kendime, ilişkimize...
Ya böyle olunca çünkü o hiçbir şey beklemezken sen veriyorusun, yazıyorsun, askından ölecekmiş gibi oluyorsun. Fakat diğer tarafa baktığında hiçbir tepki yok. Bozuluyor insan. Tamam salt bir beklenti ile yapmıyorsun bunları, sadece "özen göstermek" hallerini ona yaşatırken en ufak bir ters davranış incitebiliyor.
Erkek dedi ki...
1.5 yıldır bunun tartışması içerisindeyim. Ama tartışarak bir yere varılmadığını, daha da kötüye götürdüğünü de maalesef yaşayarak tecrübe etmiş durumdayım.. İnsanlar istemeden hiçbir şey elde etmemeye alıştıklarından; bizim gibi doğal "vericiler"i hep ihtiyaç duyan, bağımlı falan gibi adlandırıyorlar, ona bozuluyorum ben.
Kadın dedi ki...
Hayat...
Erkek dedi ki...
Hayat...
* Dost yürekli bir adamla yapılan eşsiz bir sohbetin tadından kalanlar...
1 Kasım 2010 Pazartesi
Yokluğunun Ortası...
Tırnaklarım uzadı, kısalan saçlarıma inat.
Affettim fareyi bir lokmada yutan kediyi..
Balkon kapısını örtmeyi unuttum bazı günler..
Bilirsin panjurlarım zaten hep kapalı..
Çörek otlu poğaçalar yaptım.
İçlerine maydanoz koymadım sen sevmezsin diye...
Taze fasulye yaptım zeytinyağlı yerine..
Vazgeçtiğim ne varsa, geri kazanmak adına oyaladım kendimi...
Sen yoktun..
Geçmiş zamandaki tüm kadınlar, adamlar iliştiler yanıma.
Sonu sana çıkmayan yollarda yürüdüm tek başıma.
Senin yolun koyulmak için miydi; durup, dinlenip, oturmak için mi vardı bilemedim.
Öyle olacak sandığımdan, öyle olmasına tahammül ettiklerimle,
Aynı meridyende senden uzak tek nokta olmayı becerdim.
Sen yoksun..
Şimdi durup geçmişe bakıyorum.
Saçlarımın kiri ile sana geldiğim günleri düşünüyorum.
Etrafıma bakıp söyleniyorum;
"hani her şeyinizle kirlenmeyi göze alıp seversiniz ya bir adamı"
"hani bir çocuğum olacaksa, ancak onun gibi bir adamdan olmalı"
dersiniz ya diyorum.
İşte ben bu adamı böylesine sevdim diye diye anlatıyorum.
Gerisi akıl bulandıran bir suskunluk...
Birinci ve ikinci tekilden ibaret bir yaşamda; birbirimiz için iyelik zamirleri iken, üçüncü tekil şahıstan ibaret kalmak..
Boş ver.
* Bu aralar bir rakı,balık sevdasına düşen Efsa...
23 Haziran 2010 Çarşamba
Seçimler
Gitgide yabancılaşacağız birbirimize Sevgili
Sakin ve sessizce
Kokularımıza
Konuşmalarımıza
Unutacağız dokunuşlarımızı
Bu atışmalar, bu hırslar bitecek
Geride bizden kalan hiçbir şey olmayacak
Sen ve ben olacağız
Son defa bakışıp neredeyiz göremeyeceğiz
Sen hiç Paul Geraldy' nin Finalini hiç okudun mu sevgili?
Biz onu bile yaşayamadan ölüp gideceğiz işte
Başka kimliklerde, başka hayatlara bürüneceğiz
Bitecek!
Öyle olamayacağız işte
Sen hiç o adam kadar yumuşak ruhlu olmayacaksın mesela
Hoyrat ve yıpratıcılığınla kalacaksın.
(Oysa ben senin zorluğunu bile çok sevmiştim sevgili)
İnsanlar seçimleri ile yaşarlar değil mi?
Sen seçimini yalnızlıktan yana kullandın, dilerim bununla doyarsın
Ben seçimimi yeter artıklardan kullandım
ve mutlu, ama en önemlisi huzurlu olacağım
Ben bu aşk için elimden geleni hep yaptım.
Rahat çürü kendi kazdığın mezarında Sevgili...
* Hafta sonu Evren' e sarılacağı için sevinen Efsa... :)
* Görsel
23 Mayıs 2009 Cumartesi
Nokta

Biliyormusun?
Senin için:
Gözlerim tutku olsun istedim,
Ellerim güven,
Saçlarım parfüm,
Boynum huzur,
Uzattım beklentisiz,
Zeytin dallarımı her defasında...
İstedim.
Vatanından sürgün edilmiş gibi yürümemeyi
Sessizce yanında.
Biliyormusun?
Nece zamandır,
Öfkemin uyanışını duyuyorum içimde.
Bak! nefes alıyor.
Hırıltılı.
Kuşkunun bıçağını sivriltiyorum.
Bir yanım delir, deşil, çürü, kanat kendini istiyor.
Diğer yanım suskun.
Gerçekten suskun
Git yanımdan,
Kanasın dudakların arzudan.
İhtişamına rağmen cılız senin yüreğin.
Yanıma yakışmıyor.
Şimdi :)
Yetiyorsa gücün, uyandır tüm şehri uykusundan.
Ama ilk önce kendin uyan,
İçinde kaybolduğun dünyalardan.
Artık;
Kokumun sineceği yastıklarda uyuyamayacaksın
Ve uykuların kaçınca yanıma sığınamayacaksın.
Katmanlarına inemeyeceksin saçlarımın
Ve dehlizlerinde barınamayacak gözlerimin.
Ben;
Dudaklarımı azad ediyorum zindanlarından...
GİT ŞİMDİ...
Gölgen düşmesin daha fazla üzerime...
Artık senin hiçbir şeyine dilenci değil ellerim.
Ve gün geldi ben senin mabetlerine ibadete durmaktan vazgeçtim.
Benim kalbim buna yeterdi de, sen bu derece imana değmezdin!
.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)


