21 Nisan 2009 Salı

Abisine


Şu mim fırtınasını 2 ay önce sevdiklerime göndermeye başladım ben. Bunlardan bir tanesi benim için özel anlamlar taşıyan bir insandı. ve o mimin yazısını okuduğumda sımsıcak bir gülümseme yaymıştım ortama :)) işte o yazıdan ufak bir paragraf...


"...Ama bu kez mimin geldiği yer öyle bir yer ki; hani akan sular durur derler ya!..Hah!İşte öyle bir yer.Bundan, şunun anlaşılmış olmasından da korkarım; hani biz akan sular durur yerden değilmiyiz gibi...Hayır! Böyle değil.Benim, gönlümde yer etmiş herkes için akan sularım durur.Ama Efsa benim küçük kardeşim.Fotoğrafı dışında ne yüzünü gördüm, ne sesini duydum.Ama yürek sesini fazlasıyla duyuyorum.O yüreğini görüyorum.Şimdi birisi mutlaka şöyle diyecek bu yazıyı okurken, kendine çok güveniyorsun!..Güveniyorum var mı diyeceğin:))


Biliyorum ki; hatta eminim ki,konu Efsa olduğunda onun da akan suları duruyor.Aslında bunu çok uzun bir Efsa yazısına çevirebilirim;ama yazacağım hiç bir sözcük, şu cümle kadar anlatamayacaktır bendeki Efsa'nın değerini :Seni Seviyorum Efsacığım.


Sen ki bebeğinden ve sevdiklerinden bahsederken kendinden geçip bir başka dünyandan sözcükler döküyorsun, ben de seni sevmeyen ölsün diyorum:)) "


Ve ben öyle ıvır zıvır günlerini kutlamazken, doğum günlerine ayrı bir değer veririm. Bu dünyaya gelmek için o günü seçmişsek ve hepimiz özel bireylersek; bu en güzel şekilde kutlanılmalı derim, yaşlarımız kaç olursa olsun...


1 aydır o günü bekledim. Tüm arsızlığımla sordum, sevimlilik yaptım, üsteledim ama hiç öğrenemedim. :)) bu arada kaçırırım diye de ödüm patlıyordu. Ama nolduuuu??? Ben bu kadar ümitle abimi kutlayacağım derken gerçekten kaçırdım. Üzüldüm...
Dün yapmam gereken şeyi bugünden yapıyorum. Hayatımın bir ucundan girdiğin için... Samimiyetimi hissettiğin, gerekli anlarda müdahale edip, içime umut aşıladığın, üzüntülerimde, çelişkilerimde, sevinçlerimde olduğun için ve en önemlisi var olduğun için teşekkür ederim.

Bende seni seviyorum abisi (:
iyi ki hayatımın bir yerinde karşılaştık,
iyi ki ben mayamın sayfasında sana ve arzuya ulaştım.
Ve şimdi sana minik bir kelebeğin ellerinden tutup,
güzel bir akdeniz esintisiden el sallıyorum.
Biliyorum hissediyorsun...
doğum günün kutlu olsun.

20 Nisan 2009 Pazartesi

Hala Şaşırıyorum...!

  • Birisi benim için bir şey yapmaya çalıştığında,

  • Bir kadının oje sürerken ki ciddiyetine,

  • Toplumumuzun takıntılarına,

  • Bazı huylarımın geri dönülmez olduğuna,

  • Kendini bir bok sananlara ve birde vazgeçilemez olduklarına inananlara,

  • Kendimi bitkin hissettiğimde beni güldürmeyi başaranlara,

  • Erkeklerin umursamazlıklarına,

  • Kadınların -en çokta kendimin- ilgi beklentisine,

  • Dokunuşların mucizelerine,

  • Ya bunu bende düşünmüştüm / yada neden daha önce düşünemedim diyebilmeme,

  • Anneme...!,

  • Et yemeklerini bu kadar çok sevebilmeme,

  • Saçma bahaneler öne sürülmesine,

  • İnsanların kaçan kovalanır mantığına,

  • Namusu beyinde aramayanlara,

  • İhtiyacın olan birşeyde hiç beklemediğin yerden gelen yardıma,

  • Hala olaylarda önce art niyet aramayan kendime,

  • 2 aydır çabalayıp, hala adımı değiştiremediğim Facebooka,

  • Anne babamın yaşlandıkça değişmesine,

  • Ayda bir görme ile ben babalığı yapıyorum diyen eski eşime,

  • Toplumumuzdaki şahısların,kendinden başkasını "öteki" olarak görüp, yapıştırdığı etiketlemeye,

  • Hala şuradakilere...

resim

16 Nisan 2009 Perşembe

Bazen sözcükler yetmez olayı anlatmaya...


Sitedeki komşularımızdan birininin bahçesi...

Yoldan geçen ben...

Arabayı durduran icra memurları...

İcra için gelenleri gören evin küçük oğlu...

Evin oğlu ile o an bahçe de oynayan karşı komşularının kızı...

Çocuğun elindeki oyuncak ayıcık...

Ayıcığı karşı evin kızına veren oğlanın hüzünlü sesi...

-bugün bu ayıcık sizin evde kalsaa, ben yarın senden alsam...!



O minik ellerin ayıcığına sıkı sıkı sarılması... icra memurların onu da alacağından korkması... O yaşında bunları düşünmesi... Onları gördüğü an ki donup kalan bakışı...

11 Nisan 2009 Cumartesi

...



Gece olsun
Şarap gelsin
Ses gelsin
Sen başla

~~~~~~~~

Gece bitsin
Şarap bitsin
Ses gitsin
Sen gitme



Bitme...

resim

1 Nisan 2009 Çarşamba

Veda




"Bu kıtanın toprakları; artık adım adım yürüyemeyecek kadar,ağır gelir oldu bize...
Anlamıyormusun, adımlarımız çarpışıyor!
İkimizden biri gitmeli...
Lütfen git...
Ben gidersem dönmeyeceğim.
Biliyorum."



21 Mart 2009 Cumartesi

Şaşırıyorum...!

Sevdiğin bir insanın nasıl bu kadar güzel kokabildiğine,
Yeşil eriğin neden bu kadar güzel bir meyve olabildiğine,
Birde mevsiminde çıkan meyveye "aaa ciddimi gelmiş mi pazara" diyebilen kendime :)
El işçiliği güzel olanlara,
Babamın bu yaşında hala nasıl bu kadar güçlü olabildiğine,
X kişi ne çok şey biliyor? Hafızası ne kadar güçlüymüş? dediğim herkese,
Bebeğimin hareketlerine ve b
ir çocuğun bilmiş konuşmasına,
Fıkra anlatabilenlere,
Tiyatroda rollerin nasıl bu kadar uyumlu dağılımına,
Televizyonun nasıl gösterdiğine,

Bir erkeğin elinin arasında elimin kaybolmasına, Uçağın uçabilmesine,
Resimlerde çoğu zaman güzel çıkabilmeme,
Ama bezelyenin çıkamamasına,
Hazır cevap kişilerin nasıl bu kadar çabuk düşünebildiğine,
Annemin her iki elini birden mükemmel kullaşına,
Birinin yanağını öptüğümde, neden onu bir taraftan kokladığıma,
Bazen gülümsemenin bir çikolatada saklı olduğuna,
İçimdeki büyümek istemeyen kıza,
Her zaman gülümseyebilmeme,
Çiçek seven kadınlara,
Öküz gibi yiyip kilo almayanlara,
Sevgilisine otu boku aldıran kadınlara,
Kirpiklerimin bu kadar çok dökülmesine,
Beni incitenlerin başına sürekli bir şeyler gelmesine,

vs. vs. şaşkınlığı yaşayan bir insanım. Şaşırmak güzeldir. :Pp

19 Mart 2009 Perşembe

Sevilme isteği


İnsan mutsuzluk anlarında neden geçmişi hatırlar. Aklıma türlü sahneler geliyor yine. Suçlayacak kişiler, olaylar, yerler arıyorum. Bulduklarım oluyor... Bulamadığımda kendime sarmayı deniyorum. Ama kendimle hesaplaşalı çok uzun zaman oldu. Boş bir suçlama benimkisi. Sebep - sonuç ilişkisi çoktan kurulmuş. Kendimi tanıyorum. Görünüşte o kadar güçlüyüm ki, kalelerim o kadar sağlam ve yıkılmaz ki... kendimi Prensesler gibi görüyorum. Sanıyorum ki şu dünyada kimsenin beni sevememe ihtimali olamaz. Ben iyiyim, ben bu dünya için fazla dürüst bir insanım. Ben olaylarda ilk önce hinlik düşünmem. Düşünmek gerekiyormuş. İnsanlar birbirlerinin ağızlarına sıçınca, kaybetme korkusu duyuyorlarmış. Suçu bastırma politikası uygulayıp aksi yönde saldırıya geçmek gerekiyormuş. O kadar umursamaz olunmalıymış ki, hissettiklerini söylemeyip gösterip kendini geri çekmeliymişsin. Benim gibi ne hissettiğini öyle şappadanak söylersen, sonunda olacağı buymuş. Karşındakini süründürüp, ezim ezim ezmek gerekiyormuş.
Neden bu kadar tavizkarım insan ilişkilerinde???


* Dünyada herkes beni iyi ansın istiyorum... Kefareti çoktan ödenmiş yaptıklarımı, bir daha tekrarlamamak için mi?

* Senelerce el üstünde tutulup, sonradan birileri ile kıyaslandığımdan, sürekli daha mükemmeli olma çabalarımdan mı? Birkaç törpülenmesi gereken eksikliklerim yüzünden, kendimi diğerlerinden, düşük görmem mi?

* Kendimi mi sevmiyordum yoksa. Doğru ya insan bir kere sevmezse kendini, bir başkası sevsin ister. Sevilme arzusu o kadar büyür ve bağımlı hale getirirki insanı, ne tür şebeklikler yapacağını şaşıverir insan. Sürekli sevildiğinizi duymak istersiniz, ama bir yandan da sevilmeye değer bulmazsınız kendinizi. Her an ilerisi için sözler beklersiniz.Benim çelişkimde bu noktada mı başlıyor? Ben bunları aşmamışmıydım?
* Vicdan mı yoksa? Son söylediğim söz asla kırıcı olmamalı karşımdakine. Değermi, kırmaya üzmeye bakış açısımı? Ölürlerse onlara söylediğim son söz yıkıcı ise vicdanım buna el verirmi?


Dün gece sırasıyla; istek, korku, hırs, kabullenememişlik, öfke, sinir, tutukluk, kendine acıma, karşındaki aşağılama, kaybettiklerine üzülme, çaresizlik, onun kaybettiklerini düşünme, bitkinlik, yorgunluk, bu geceyi geçirsem isteği, kimseye bişiy anlatamama, hatta bazen o kadar çok üstü kapalı anlatma ki artık yorulma, yardım isteme, çakılı kapatma isteği, veda yazısı hazırlama, hatta tümden blogu kapatma isteği, kimseyi aramama, kimseyi okumama, telefonlara cevap vermeme, birilerinden bişiyler ummama, uyusammm uyusam uyusam. Blog kapatılmalı... Bu gece bitse... Kimse beni bulamasa...


Heyy sizler okuyun bilin... Benim canımı yakmak istiyorsanız ihmal ve umursamazlık yapmanız yeterlidir bilyormusunuz? O yaptı, oradan biliyorum....


ve son olarak şu yazıdakinin aynısını da hissediyorum. Kazanma ve kaybetme hırsları üzerine...
Related Posts with Thumbnails

..