* Görsel
20 Mayıs 2010 Perşembe
Geceleri...
Geceleri düşlerim düzülüyor sanki
Bana ait olmayan eller dokunuyor damarlarıma, kanıma, rüyalarıma...
ya merdiven çıkıyorum, ya büyük bir dalganın altına girmek üzere bekliyorum.
Denizlerim bile dalgalı, sularım ıssız bir mavilikte.
Geceleri harflerin altında kalıyorum.
Rüyalarımda kelimeler görüyorum.
Uykum beynimi yiyor, sabaha çoğunu unutmuş oluyorum.
Bana ait olmayan sözcükleri yazıyorum sanki,
Kendi hayatıma uzaktan bakıyorum.
Sen tek sen girmiyorsun düşlerime.
Özledim.
* Bezelye tarafından sürekli taklit edilen Efsa... :)
* Görsel
8 Mayıs 2010 Cumartesi
Mektuplar / Kızıma
Kendi doğum gününe 1 gün kala anne olan bir kadın olarak yazıyorum sana bu satırları... Seni kucağıma verdiklerinde ağlamaya başladım biliyor musun? Yanımdaki hemşire bana sorular sorarken, bir yandan da "neden ağlıyorsun" demişti. "Bilmiyorum, ama baksanıza çok güzel, çilek gibi" demiştim. Sanırım artık biliyorum.
Her şey için teşekkür ederim tatlım.
Benim kızım olduğun için.
Öğretirken, öğrettiğin için.
Bazen beni bile aşan bir mantığın olduğun için.
Yemek yemek harici beni hadi-lettirmediğin için.
Annen ve deden gibi akrep burcu olduğun için.
Aynı anda ayak atışlarımız ve aynı anda hapşırmalarımız için...
Dilerim bir gün sende bu duyguyu tanır ve duyumsarsın. Pazar günü sembolikte olsa bir mucizeye tanıklık etmenin haklı gururunu taşıyacağım bir kez daha üzerimde, her günkü gibi.
Her pazar birbirimize bir şeyler yazıp hediye ediyoruz ya. Onların hepsini sakladığımı biliyorsun. Tıpkı ilk tırnaklarını, ilk saçını, ilk resmini, ilk yazdığın hikayeni, ilk eldivenini, ilk kitabını... Bir sürü ilkini saklıyorum. Sana 18 yaşın için aldığım şarabı da saklıyorum.
(Ben tam şu satırları yazarken Kıraç' ın söylediği bir parça eşlik etti kelimelerime...
"Endamın yeter, gözlerin yeter. Uğramasın sana ne hüzün, ne keder...
Kalbim senden senden vazgeçmeyecek. Korkma içimde aşkın hiç bitmeyecek...")
Sevgiyle yavrum.
En güzel iyikim sensin
En güzel ilkim sensin...
Senin o "hediye alamam şu an, ama yapabilirim" diyen dilini yerim.
Hergüne has olan anneler günüm ve tüm annelerin bu sembolik günü özel olsun. Her annenin, kendisini kutlayacak çocukları yanında olsun...
:)
7 Mayıs 2010 Cuma
Gözümün gördüğü / Kapadokya
Uzun uzadıya anlatmak isterdim ama fazla vaktim yok. Resimlerin bir kısmını yükleyebildim. Mutlaka gidilmeli, görülmeli, yürünmeli, O kaya odalarda kalınmalı.
Güzel bir hafta sonu diliyorum sizlere...
* Bilgisayarı bozulan en az 4 gün kaybeden Efsa... :(
28 Nisan 2010 Çarşamba
Mektuplar / Hoş Geldin
Merhaba sevgilim,
Hayatıma hoş geldin,
Hani insanın beklemekten usanıp; artık olsa da fark etmez, olmasa da dedirten günleri olur ya! Öyle bir anımda, yanıma pat diye oturuverdin sen. Tüm şaşkınlığımda, olmazlarımda, iyi ki yanıma yanaştın.
Belki de biliyorsun, saatleri saymıyorum artık. Sen gelene dek zaman duruyor çünkü. Gelişine erteliyorum sorularımı. Hatta hikayelerimi de. Ve söz verdiğim gibi kendime dikkat ediyorum.
Biliyor musun; sabahları aynaya bakarken ne kadar yüzümü yıkarsam yıkayayım, hep sen varmışsın gibi. Tenimden izlerin silinmiyor. Hiçbir su, izini silmeye yetmiyor.
Penceremi açtım. Ruhun bedenime örtü gibi yerleşsin diye...
~~~~~~~~
Şimdi yanı başımdasın sevgilim.
Hoş geldin,
Tüm kısa sözcüklerimi senin için biriktirdim ben. Tıpkı sevdiğin gibi. Tıpkı alıştığım gibi.
Şu an yüzüme bakıyorsun, yüzüne bakıyorum... Yüzünde kendime ait izler arıyorum. Bir bakıştan bin anlam çıkartmak oluyor düşlerimiz.
Seni seviyorum ve fark ediyorum ki; sana sevgim arttıkça, kendime hayranlığım artıyor.
~~~~~~~
Ve aşk...
Seni düşlerken saç diplerimin bile terlemesi demekmiş...
Seni anımsadıkça anlıyorum...
22 Nisan 2010 Perşembe
19 Nisan 2010 Pazartesi
Kampanya: Her Çocuğun Bir Masalı Olmalı 1. yaşında
Doğrudur Nisan'da doğduğum.
Doğmak için bahardan güzel mevsim var mı?
Uyandırmak hayatı
Çiçekle, böcekle günü selamlamak
Alkım renkli bir dünyaya yalın ayak arşınlamak
Gökyüzünü yıldız yıldız aydınlatmak
Nisan!
Biraz umut, biraz sevgi, biraz insan...
Tam 1 yıl olmuş ben doğalı
O günlerdeki heyecanınızı biliyorum
Coşkuyla el ele vermiş yüreklerinizi anımsıyorum.
Şimdi yaşamak ve ayakta kalmak için yine sizlerin desteğinizi istiyorum.
HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KÜTÜPHANESİ'siyim ben.
Şimdi sizlerden çocuk ve ergenler için roman, hikaye, çizgi roman türünde kitaplar göndermenizi istiyorum.
Ansiklopedimiz çok var. Hatta bazılarından ikişer, üçer olduğu için dağ köylerine yolladık.
Düşünüp bize armağan yollayan herkese sevgilerimizi iletiyoruz.
Yeniden bize armağan yollamak isteyenler için adres:
HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KÜTÜPHANESİ
Yeşilovacık Belediyesi
Yeşilovacık - Mersin
Bu 23 Nisan'da da çocuk gülücüklerine karışabilmek umuduyla...
1MK Adına
A. Şebnem Soysal - Erkan Bal
14 Nisan 2010 Çarşamba
Gaflarım ve Şaşkınlıklarım 3
Geçenlerde öğlen vakti eski genel müdürüm telefonla arayıp, hal hatır sordu sağ olsun. Bir öğlen yemeği için sözleşip kapattık telefonlarımızı. Buraya kadar her şey iyi hoştu. Akşamüzeri işten çıkınca sevgilimi aramak için gayri ihtiyari son aranan numarayı tıkladım… Ve olan oldu…
Sen sevgiliyi arayacağım diye eski genel müdürü ara!!
Üzerine duyduğun araç seslerine istinaden “nerdesin, napıyorsun” falan diye sor!!
Şimdi birinin soyadı ile diğerinin adı aynı olunca ve ben en son aramalarda genelde sevgilimi arayınca; son arama ondadır diyerek bastım. Araba seslerinden de bir şey duyulmayınca ilk seste algılayamadım. İkinci kelimesindeki şokla telefona bakmamla, özürlerim havada uçuştu. (Savunma içgüdüsünde ki Efsa)
Hali ile adam dalgaya vurdu. Bolca kahkahanın arkasından “76 yaşındayım kızım, bankadan beni arayıp, bilmem ne hanımla mı görüşüyorum diye soruyorlar adımdan dolayı. O yüzden sorun değil, ilk sen değilsin” dedi. Teselli etti :))
~~~~~~~
İkinci olayım şaşkınlık üzerine. Bir keresinde delinin biri trafik ışığında beklerken önüme X şeklinde kollar bacaklar açık zıplayıp:
- “devlet gibi hatunsun maşallah” demişti.
Bu seferde de minibüs bekliyordum. O sırada arkadaşım telefonla arayınca tam telefonu açmamla birlikte, arkamdan birinin omuzlarıma ellerini koyup yanağımı öpmesi bir oldu.
Neye uğradığımı şaşırmayı bırakın o an telefonda da konuşuyorum ya, istifimi bozamadım.
Bir şey yapsam, bir şeyler desem nolcak, adam deli. Al başına belayı Efsa boşver dedim içimden. Allah tan ifadesi, giyimi düzgündü de içim bir parça rahatladı. (teselli arayan Efsa)
Sonrasında şaşkınlığım geçince bir gülme geldi. Yan tarafımda duran taksicilere dönüp, el kol işareti ile “bu neydi şimdi” dedim. Onlarda yine el kol hareketi ile “boşver deli o deli” dediler.
Yalnız delinin önüme geçip yüzüme baktığında neden “aaaa” sesi çıkardığı hakkında hiçbir fikrim yok.
* Mahçup mahçup gülümseyen, şaşkın Efsa…
Kaydol:
Yorumlar (Atom)























