kahkahalar :) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kahkahalar :) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ocak 2011 Perşembe

Söyle buldun mu?




Ve belli başlı Google aramaları...

* siktiri basma cümleler
* dünyada çişi gelen bayanlar wc bulamassa nereye yapıyor
* testere adamın derilerinin kopmasını izle
* benim hayatim..efsa
* efsa mikrobu
* neden efsa'm
* efsa olsaydım
dümbelek nasıl yapılır
* benimle ateşli sevişti erkeklere evet demelisin
* en güzel sosyojik cümle
* aşk cümleleri parmak kadar kısa olsun
* kendime mardinli düzgün sağlam sevebileceğim bayan arkadaş arıyorum
* neden istemedin beni bebeğim?
* keşke esnek olabilsem blogspot
* evlilikte ters ilişki suçmu
* kullanılmayan kumaş parçaları
* kırmızı seninle güzel
* "sırt çiğneme"
* erkekle konuştuğun konuyu ona unutturmanın yolu
* sevdigini baskasi öpse naparsin
* ben senin neyini sevdim biliyormusun anlatmak gerçekten çok zor
* benimle sadece sevişiyor mu
* sen bana yaz ben sana yazim ama arkadaş kalalım
* ben seni seviyorum diyorum sen gidiyorsun

* ben bana koca istiyorum garnitür değil kafasına soksun
* ben geldikçe sen kaçıyorsun arkadaş
* ceyranlı battaniye hamile kadına zararmı
*
 


* Yeniden kırmızı saçlı Efsa...

7 Aralık 2010 Salı

Benim Bir Arkadaşım...


- Benim bir arkadaşım, minibüste şöföre "benim evden geçiyor mu" diye soran amcaya, en arkadan "seninkini bilmem ama bizim evden geçiyor" diye cevap verdi.
- Benim bir arkadaşımın, evine hırsız giriyor. Polisler parmak izi tespiti yaparken yatak odasının gardolabında yaklaşık 7 ayrı parmak izine rastlıyorlar (evde 2 kişiler sadece). Ama görüntü şu şekilde; o sürdükleri ilaç sayesinde her yer parmak, parmak, parmak, parmak... diye uzayıp gidiyor. :)) Bizim kız utancından polislere bakamıyor bir an.
- Benim bir arkadaşım, her gün kahvaltısını çokoprens ile yapıyor.
- Benim bir arkadaşım, gittiği heryerden izin alarak bişiyler aşırıyor. Biz buna gönül rızası ile hırsızlık diyoruz.
- Benim bir arkadaşım, karsının çantasında prezarvatif buluyor ve hali ile köpürüyor. Karısı zor açıklıyor bunu sağlık ocağından ücretsiz diye aldığını...
- Bir arkadaşım, gece içip içip dalga geçmek için beni arayacakken, aynı isimdeki eski sevgilisini arıyor. Kız bunun yüzüne kapatıncada, tekrar tekrar "sen yüzüme nasıl kapatırsın" şeklinde defalarca arıyor.
- Benim bir arkadaşım, kardeşinin olumsuz yaptığı her eyleminde, kendisine tencere kapağını uzatıp: "bu da sana kapak olsun" diyor.
- Benim bir arkadaşım, bazen benim adıma hoşlandığım adamı takipliyor.
- Benim bir arkadaşım, denize girdiğinde her yerinin göründüğünden rahatsız olup mayosunu o kadar çok çekiştiriyor ki, daha çok dikkat çektiğinin bilincinde olamıyor.
- Benim bir arkadaşımın, her sabah uyandığında tırnakları etine yapışmış oluyor. Öğlene doğru düzgün bir hal alıyor.
- Benim bir arkadaşım, dans esnasında birden dalıp gidiyor.
- Benim bir arkadaşım, kendini öldürmek için sinek ilacını kullanıyor. Ama kendini öldürmek isterken aynı zamanda gözleri kör olmasın diye; sinek ilacını önce karşıya sıkıyor, sonra sıktığı yere koştururak içine çekiyor. :)))
- Benim bir arkadaşım, eşiyle sevişirken kayınvalidesi kapıyı kendine özel yaptırdığı anahtarla açıp bunları basıyor.
- Benim bir arkadaşımın oğlu, bana dönerek kızım için "kızınızda pek hanımmış, usluymuş" diye övüyor.
- Benim bir arkadaşım, karşısındakinin uzattığı veya yedirdiği her yiyeceğin hesabını tutuyor. Sonra gerekirse tane tane veriyor.
- Benim bir arkadaşım, Gittiği evden hiçbir şey yemiyor. Ekmeğini bile kendisi yapıyor.
- Benim bir arkadaşımın annesi, 55 yaşındayken, anne babasını mahkemeye vererek adını değiştirdi.

* Bu "benim bir arkadaşım" serisini sevgili Pippi Haşmet yaptı. Ondan esinlenerek hazırlanmıştır. :) Güzel bir hafta dileyen Efsa...

* Görsel

27 Eylül 2010 Pazartesi

Bir Kırmızı Sonbahar Kadınına...




Bugün her daim hayatımda var olmasını dilediğim bir kadının doğum günü...

Hani yüzünü sık görüşmelerle olmasa da nadiren görürsünüz ya,
Veya karşılıklı her denemenizde denk gelemeseniz de asmazsınız ya suratınızı...
Onun hep yanınızda,
arkanızda,
sapasağlam,
En güç anlarınızda bir elinin omuzunuzda durduğunu hissedersiniz ya birisinin.
Benim için böyle bir insan işte o...

Hayatımda hep var olsun dediğim,
bunu dilediğim,
bunun için elimden gelen her şeyi yapacağımı bildiğim,
İstanbul' a uğradığım her an görmek için çırpındığım bir kadın o benim.

Tüm alengirli kelimelerin bile hafif kaldığı teşekkürlerimin sahibi.
Beni ben olduğum için seven,
Her içime kapanışlarımda açmak için çaba gösteren,
 Susmak istediğimde benimle birlikte susan,
Bazen saçma gevezeliklerime eşlik eden,
Dertlenmelerimde beni sessiz bir şekilde dinleyen ve eşsiz bir empati yeteneği ile bana kendince doğru olanı değil, içimden geleni yapmam konusunda yönlendiren biri.

Hayatımın en güzel "iyi ki" lerinden biri...
İyi ki yolum, yolunla kesişmiş.
İyi ki kader bizi; kırk yılın başı geldiğim bir İstanbul akşamında taksimde görüştürüp, sabahında Kadıköy' ün arka sokaklarının birinde, birbirimizden habersiz yeniden karşılaştırmış...
İyi ki dünya küçükmüş ve biz bu karşılaşmayı ömrümüz boyunca yüzümüzde hoş bir gülümseme olarak anacağız.
Seni bir kardeş ablasını nasıl severse öyle seviyorum.
Ve hep ama hep mutlu, bol gülümsemeli bir ömür geçirmeni içtenlikle diliyorum.
Şans seninle olsun sonbahar kadını. :)

Seni ilk tanıdığım günlere kelimelerine vurulduğum bir cümlenle sonlandırmak değilde, "şimdilik" diyebileceğim bir tonda bitsin bu yazı...




* Tüm şımarıklığı ve arsızlığıyla "şeyyy yazı giricem de" şeklinde bir ifadeyle, doğum günü kızından resmini koymak için izin isteyen Efsa... :)))

İşte böyle birşey aramızdaki bu dostluk, "acaba yanlış anlar mı?" diye düşünmemek...



* Görsel mörsel izinli işte... :)))

1 Eylül 2010 Çarşamba

Vukuatlarım



* Benzinlikteki markete gidip dönüşte aynı tip ve renk başka arabaya zınk diye oturuvermek! Sonrada yandaki adama garip garip bakmak!

* 5 yaşındayken 2 kez evden kaçmak...Biri ablamın peşinden okula gideceğim diye... İkincisi babam çikolata vermeyince, kahveye!

* Annem örgü makinesinde istediğim şeyi yapmama izin vermeyince; arkasına oturup, peçeteleri parça parça kopartıp, onlardan ufak top yapıp burnuma tıkmak. Nefes alamayınca kurtarılmak!

* En öne oturup, şoföre parayı uzatıp "şunu uzatır mısınız" demek. Şoförünse dönüp yüzüme gülerek "kime uzatayım" demesi!

* Annem yokken balkon demirlerinin arasına kafamı sokmak, sonrada çıkaramamak. Ama en kötüsü eteğimin üzerindeki kırkayağın varlığı...Çığlıkk!

* Kahkül keseceğim derken, yamuk kesmek. Hal böyle olunca saçımın o kısmını dipten kazımak. Birkaç gün sonra çıkmaya başlayınca... Fondoten dahil bir çok boya maddesi ile ten rengine boyamak!

* Cıvımadan seviyeli şekilde sohbet ettiğim birine "uyanmadıysan dürteyim" diyecekken "uyanmadıysan sürteyim" yazmak. Kim koydu s ve d yi yanyana demek!

* Sevgiliyi arıycam diye, eski genel müdürümü aramak. Gelen seslere istinaden "nerdesin, napıyorsun ki arabada" diye hesap sormak!

* Restoranta girince buharlaşan gözlüklerim sayesinde önümü göremeyip, benim için ayağa kalkan hoşlandığım çocuğun ayağına kapanmak!

* Eleme maçlarımdan birinde hafızamı kaybetmek. Serumu yiyince kendine gelmek. Ama bu sırada "ben bu öküzle mi çıkıyorum" demiş olmak!

* İş yerinde 1.haftamda, tuvaletteyken sular kesilmesi... 2.haftaysa yine tuvalette kapının kulpunun elimde kalması, diğer kolun öbür taraftan düşmesi ve içeride sesimi duyurma çabalamam.

* İlk yol maceramda fırtınaya yakalanmak. Serviste balataları yeni değişen aracımızla 5km elfreni çekili gitmek, en son dumanlar çıktığını anımsamak. 5. Şeritten sağ şeride zorla geçip, dumanlar çıkan araçla benzinliğe yanaşmak ve pompa görevlilerinin bir panikle elinde tüplerle yanıma gelişleri!

* İlk kazamı ayakkabım çamur olmasın diye girdiğim 2 seranın arasında çıkmak için geri geri giderken, seranın açık penceresine vurarak yapmak!

~~~~~~~

* Pazar gün ki sınavda bana dua edin diyen Efsa...

* Ve ayrıca yeni kampanyamız olan "Umut Çocukları Okulda" kampanyamız için desteklerinizi bekliyorum. Konu ile ilgili Birmilyonkalem sitesine göz atabilirsiniz.

* Ve Kitapkolik.net kitap ödüllü yarışma düzenlemiş. Yarışma hakkında ayrıntılı bilgi için buyrun buraya.

* Görsel

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Gaflarım 4


Efendim bir seriye daha hoşgeldiniz...

Geçtiğimiz haftalarda babamın bir arkadaşını şehir merkezine ve bezelyeyi de babaannesine bırakmak için yola çıktım. Bezelye arabanın arka koltuğunda otururken bir çocuk mağazası gördü ve
- "aaa anne bak bücürük" dedi,
O an algıladığım şeyin etkisiyle  kızıma dönüp;
- "ne dürrük mü" diye sordum. :))
Sonra arabada ki adamı anımsayıp, yerimde sındım tabir-i caizse. Adama gayet tebiyeli yetişmiş bir kız izlenimi uyandırmıştım oysa ki...


Yine geçen hafta iş yerinde arkadaşa bir şarkı istemek için yazdım. Ardından kendisi bana "yoğunum Efsa" diye yazdı. Ama ben tuttum bunu yorgunum olarak okudum ve başladım bir heyecanla "aa neden yorgunsun, noldu bişiy mi oldu" diye lafı uzatmaya. Sonradan okuduğumu anlayınca. birde özür için bir sürü şey yazdım. Zaten o da bu hallerimi kanıksamış olacak ki. Sadece "ilahi Efsa" dedi :)))


Perşembe günü odanın diğer ucunda odası bulunan bölge müdürüm hapşurdu. "çok yaşayın, iyi yaşaın, bizi de görün" dedim kısık sesle. Ama duydu. Ben yine masamda gülümseyerek sındım...


* Etrafındakileri birazcık gülümsetmeye çalışan ve yeni gaflarla görüşmek üzere diyen Efsa...

* Görsel

31 Mayıs 2010 Pazartesi

Harflerin Oyunu




Eski bir şubat akşamına istinaden...

Bezelye geliyor ve sarılışma öpüşme faslından sonra yine her akşam yaptığımız tiyatrosal kitap okuma seansına geçiyoruz. En sevdiği kitaplar sırası ile

• Vak vak ördek,
• Arkadaşını çok seven havhav köpek,
• Arı maya,
• Trafik kurallarını öğreniyorum,
• Rapunzel

(Ek olarak bir de ufak oyuncak bir laptopu var bezelyenin. Bazen de onu alıp dinlemeye başlıyor, kelime olarak veya kelimeyi heceliyor, harfleri tane tane söylüyor, rakamları sayıyor falan. Artı şarkılarda söylüyor bize)

Biz her akşam bunlardan kendi seçtiği bir tanesini alıyoruz ve başlıyoruz gösteriye. (Artık ezberimizde çünkü bütün kitaplar ikimizin de.) Yatağın içinde oturuyoruz sırtımızı yastıklarımıza dayayıp… Eğer vak vak ördeği okumamı istedi ise; sol elimin dört parmağını üstte tutup başparmağımla açıp kapayarak "vak vak" yapıyorum. Küçük ördekçikleri de bezelye söylüyor ya da hareketlerini yapıyor (onlarda vik vik sesi çıkarıyorlar). Böylece hem aynı kitabı okumaktan bıkmıyoruz, hem de taklit yeteneğimiz gelişiyor.

Dün gece bilgisayarını aldık, onunla oynamaya başladık. Eğer sesi bizi çok rahatsız ederse harfleri biz bedenen yapıyoruz. Bir o harf söylüyor ben yapıyorum, bir ben söylüyorum o yapıyor.

• O başlıyor ve "Ç" diyor. Yatakta yan yatıp kollarımı ve bacaklarımı uzatıyorum. Bir bacağımı kıvırıp Ç oluyorum.
• Sıra bende "S" diyorum. O da yan yatıyor. Kollarını uzatıyor, bedenini hafifçe büküp, ayaklarını geriye büküyor. S oluyor. "Aferin" diyorum, pratikliğine gülümseyerek.
"P" diyor. Oturur pozisyona geçip bedenimi öne büküyorum, ellerimi bacaklarıma koyuyorum. P olmuş oluyorum.
"İ" diyorum. Bu ı dan sonra, en kolay harf ve bezelye bunu yaparken çok sevimli oluyor. Bedenini düm düz tutuyor ve ellerini tepesinde yumruk yapıp duruyor.
"E" diyor. Sıkışıyorum... Yine oturur haldeyim. Kollarımı bacaklarımı uzatıyorum. En son kafamı öne eğiyorum. Küçük harf kullanmamız yasak oyunumuza göre. Olabildiğimce E oluyorum... Halime gülüyor bezelye.
"K" diyorum. Bedeni yan ve dik duruyor. Kollarını çapraz bir yukarı bir aşağı eğiyor. K oluyor hemencecik.
"J" diyor. Diz çöküyorum, kollarımı kaldırıp ellerimle tepede yumruk yapıyorum.

Bu harf oyunu tamamen bitiyor. En çok G lerde gülüyoruz. B leri yapamıyoruz. :))) ama çok çok gülüyoruz eğleniyoruz. O anlar paha biçilemez. Hem anne, hem arkadaş olduğumuz ender anlardan biri. Kızımı seviyorum tabii ki ama en çok hayranım ona.

 
* Bu yazı eski bir yazı ama nedense içimden geldi koymak istedim. :)) Çocuklarınızla güzel bir akşam yada hafta sonu geçirmek isterseniz idael bir oyun bence. Bu oyunu kendimiz bulduk, ama dilerseniz siz kendinizce geliştirip oynayabilirsiniz.



Sevgiler.
 
* Görsel

14 Nisan 2010 Çarşamba

Gaflarım ve Şaşkınlıklarım 3



Geçenlerde öğlen vakti eski genel müdürüm telefonla arayıp, hal hatır sordu sağ olsun. Bir öğlen yemeği için sözleşip kapattık telefonlarımızı. Buraya kadar her şey iyi hoştu. Akşamüzeri işten çıkınca sevgilimi aramak için gayri ihtiyari son aranan numarayı tıkladım… Ve olan oldu…

Sen sevgiliyi arayacağım diye eski genel müdürü ara!!
Üzerine duyduğun araç seslerine istinaden “nerdesin, napıyorsun” falan diye sor!!

Şimdi birinin soyadı ile diğerinin adı aynı olunca ve ben en son aramalarda genelde sevgilimi arayınca; son arama ondadır diyerek bastım. Araba seslerinden de bir şey duyulmayınca ilk seste algılayamadım. İkinci kelimesindeki şokla telefona bakmamla, özürlerim havada uçuştu. (Savunma içgüdüsünde ki Efsa)

Hali ile adam dalgaya vurdu. Bolca kahkahanın arkasından “76 yaşındayım kızım, bankadan beni arayıp, bilmem ne hanımla mı görüşüyorum diye soruyorlar adımdan dolayı. O yüzden sorun değil, ilk sen değilsin” dedi. Teselli etti :))

~~~~~~~

İkinci olayım şaşkınlık üzerine. Bir keresinde delinin biri trafik ışığında beklerken önüme X şeklinde kollar bacaklar açık zıplayıp:
- “devlet gibi hatunsun maşallah” demişti.

Bu seferde de minibüs bekliyordum. O sırada arkadaşım telefonla arayınca tam telefonu açmamla birlikte, arkamdan birinin omuzlarıma ellerini koyup yanağımı öpmesi bir oldu.

Neye uğradığımı şaşırmayı bırakın o an telefonda da konuşuyorum ya, istifimi bozamadım.

Bir şey yapsam, bir şeyler desem nolcak, adam deli. Al başına belayı Efsa boşver dedim içimden. Allah tan ifadesi, giyimi düzgündü de içim bir parça rahatladı. (teselli arayan Efsa)

Sonrasında şaşkınlığım geçince bir gülme geldi. Yan tarafımda duran taksicilere dönüp, el kol işareti ile “bu neydi şimdi” dedim. Onlarda yine el kol hareketi ile “boşver deli o deli” dediler.

Yalnız delinin önüme geçip yüzüme baktığında neden “aaaa” sesi çıkardığı hakkında hiçbir fikrim yok.



* Mahçup mahçup gülümseyen, şaşkın Efsa…

16 Mart 2010 Salı

Bezelye Diyalogları


- Anne, bak uçak ne güzel görünüyor değil mi? Yıldız gibi.
- Evet haklısın ve renkgarenk.
- Anne pilot muydu neydi? Hani bir şey ölmüştü ya.
- Ne pilotu?
- Hani vardı ya yıldız gibiydi, anlatmıştın ya.
- Plüton mu?
- Hah evet o işte.
- :) Tatlım o ölmedi. Hem o yıldız değil bir gezegen. Sadece bize o kadar uzak kalmış ki gezegenlikten çıkartılmış.
- Gezegen ne?
- Üzerinde bulunduğumuz Dünya da bir gezegen. Bak şimdi uzay diye bir kavram var. (karanlık gökyüzü gösterilir) Uzayın içinde bir çok gezegen, yıldız, güneş, meteor diye parçalar var.
- Yaaaa (Gözler büyür merakla) Okulda neden öğretmiyorlar?
- Birkaç sene içinde öğretirler tatlım, aa dolmuş geldi atla bakalım.


- Annee
- Efendim.
- Bizim sınıfta bir oğlan var, sürekli kızların eteklerini açıp mındığına bakıyor
- :))) kimmiş o bakıyım.
- Adı xxxx.
- ee öğretmeninize söylesenize.
- Söyliycem, benimkini hiç açmadı zaten de, bir daha yaparsa bende ona yapıcam aynısını
- Yok artık daha neler. Sen bir söyle bakalım öğretmeninize, eminim o çözüm üretecektir. Ama onun yaptığını yaparsan senin de ondan bir farkın kalmaz. Bir düşün istersen.
- Tamam.
 
 
- Anne
- Efendim Bezelye
- R. Efe o kadar uslu ki, inşallah onun yanına yine oturtur öğretmen beni. Zaten herkes benimle oturmak istiyor. Ama ben R. Efe ile.
 

11 Şubat 2010 Perşembe

Gaflar Ve Sakarlıklar Bölüm Bilmemkaç...



* Arkadaşım:
xxxxxx bana da binlerce soru yollamış
hiçbirine yanıt vermedim

Ben:
o da verme dedi tanımadıklarına

Arkadaşım:
:D
akhsşfksbfşbşkbvg
o da verme dedi tanımadıklarına
tekrar oku yazdığını

Ben:
ahahahaha
tanıdıklara vereceğim bundan sonra
ahahahahahaa
koptum

Arkadaşım:
kendi kendime gülüyorum burdaaa

Ben:
sende tanımadıklarına verme tamam mı
:)))))))
benim gibi

Arkadaşım:
tamam apla
tamam manukyan
ahahahaha

~~~~~~~
Ben:
yalnız o inşallah azmaz
ayy yazmaz
ahahahahah

Arkadaşım:
puhahahahahaaahaaahhahahahahah

Ben:
gaflar serisi 15467431312.....

Arkadaşım:
ahahahaah

Ben:
bunları not alamam lazım benim
baya biriktiler

Arkadaşım:
azmaması mümkün değil
hahahahaha

~~~~~~~

* Ben:
ayyy bir gün
ilk tek başına çıkışımda
fırtınaya denk geldim
şans işte
ama bendeniz şaşkın
şeyini çekili unut
böyle 5 km falan git

O:
neyini el freni sanırım :)

Ben:
arabadan gıcır gıcır ses geliyor
evet el freni
:))))))
of yaaa
~~~~~~~~

* İş yerimiz yeni yapılan bir iş merkezi. Hali ile henüz katların çoğu boş. Her şey yeni ve boya kokuyor. Beni uzun süredir okuyanlar bilir, tuvalet maceralarım çoktur. Yine böyle bir olayın beni bulması kaçınılmazdı sanırım :)) 

- İlk hafta: ben tuvalette iken sular kesildi

- İkinci hafta: ben tuvalette iken kapının kulpu elimde kaldı, diğer kulp ve vida kapının dışından aşağıya düştü. Ben içeride mahsur kaldım. :))) Allah tan kapının karşısında mutfak vardı da beni duydular. Şimdi her girişimde elimde cep telefonumla giriyorum tuvalete...

~~~~~~~

* Son olarak geçenlerde oturduğum sandalyeden düştüm. :) Olay şöyle gelişti. Sandalyeden ayaklarım sandalyenin bacaklarında iken kasaya doğru usp yi takmak için eğildim. Taktım ama o sırada önde fazla ağır basmış olacağım ki düşer gibi oldum. Düşmeyeyim diye elimde telefonla sehpaya tutunmaya çalışırken kasa kablodan dolayı üzerime geldi. Onu ittim, kendimi dengeledim. Oh bitti şükür, ucuz atlattım derken... Sen kafayı kaldırmamla masanın altına vurmam bir oldu. 
Masanın altından elimde kablo, kafamı vurmuş, nefes nefes bir ben olarak tek parça çıkmayı becerdim. :)))
Allah koruyor... 


* Kendi hali ile dalga geçip, kıkırdayan Efsa :) 

14 Kasım 2009 Cumartesi

Gaflarım ve Şaşkınlıklarım 2


* Aslında tüm bu gaflarıma çok küçük yaşta başlamışım. İlk Antalya ya taşındığımızda O zaman ki köle isaura (böyle mi yazılıyordu) dizisinden etkilenmiş olsam gerek. Gemiden inen zencilere bakıp;
- "aaaaa anne kölelere bak" demişim.

* Yine bir keresinde dolmuşa bindim. Yer olmadığı için şöförün arkasına oturmak zorunda kaldım. Normalde hep ortalarda bir yere denk gelirim. Ama ben ne yaptım?
Şöföre parayı uzatıp:
- "Şunu uzatırmısınız" dedim. O da arkaya doğru üşenmedi döndü ve:
- "Kime uzatayım" dedi. :))))


* Arkadaşın biri ile vedalaşırken o bana
- "Görüşmek üzere" dedi.
Bense "Allahaıslarladık" diyeceğime
- "Allah göstermesin" dedim...

* Yine geçenlerde arkadaşın birisi ile bıdır bıdır tartıştık.
- "git şimdi" dedi.
Ama bunu öyle bir tonda söyledi ki (yazarken nasıl söylüyorsa) kızdım biran.
- "ne demek gir şimdi,emir kipinde kullanma o sözcüğü" dedim.

* Birde bir gün birisi size beklenti içerisinde
- "Ne düşünüyorsun?" derse; ona sakın:
- "Hitlerin nasıl öldüğünü ve magnum yemeyi düşünüyorum" demeyin... Ayıp oluyo

* Yeni iş yerimde 3, gün... İş yerinin tuvaletine girilir. Oturmadan sifon bir alışkanlıkla çekilir. Sonra tekrar sifonu çekmek isterken bir bakılır ki; sular kesiktir. Acaba lavaboda ki boruda su kalmışmıdır ki diye düşünülür. Ama borunun içindeki su acayip sesler çıkartarak fışkırır ve Efsanın üzerini sular içinde bırakır. Sonra Mutfak personelinin şaşkın bakışları arasında bir sürahi kapılır ve su taşınır. İşin kötüsü ikinci bir sürahiye daha ihtiyaç duyulunca hanımkızımız ister istemez kahkahalarını engelleyemez.

@ Şaşkın Efsanın diğer gaflarına buradan ulaşabilirsiniz... :)) Dumur anlarına ise arattırarak ulaşın. link vermeye zamanım kalmadı. :)) İstanbul da olacağım . :))))

28 Eylül 2009 Pazartesi

Dumur Anlarım 3



    • Bir kozmetik merkezinin içindeyim. Alacaklarımızı aldık çıkacağız. Kasadan geçtim, önümdeki kişi otomatik açılıp kapıdan geçti, bende geçerim diye hesapladım. Ama geçemedim. Kapı beni görmeyip, zaten ufak tefek olan burnuma pısss sesi ile kapandı. O yeniden açılana dek, burnum kanamaya başlamıştı bile. :)))
    • Geçtiğimiz yaz moralimin bozuk olduğu bir sabah kaldırımda karşıdan karşıya geçmek için trafik lambalarını beklerken, maksimum reklamlarında ki gibi ellerini yana açıp aniden önüme zıplayan adam bana: "Devlet gibi hatunsun, maşallahh" demişti... Bende "hiiiyhhhhh" dedim, hızlı adımlarla uzaklaşmıştım. :))))))
    • 2 Hafta önce akşam dans kursundan sonra eve arka kapıdan bir heyecanla girip, ablama seslendim "abla xx abi (sevgilisi) de yurtdışına gidince sende tangoya gelsene" demek isterken, "abla xx abi de..." dedim kalakaldım. "eeeeee" dedi xx abi koltuktan gülümseyerek... Kıvırıncaya dek akla karayı seçti beynim...
    • Yine bir gün arkadaşımda kaldım. Onun evi de şehrin işlek bir caddesinde. Biz tıngır mıngır yürürken sen benim topuk kırıl. Ama öyle böyle değil, Bildiğin o 3-4 cm lik topuk orada kaldı. Ufak bir sendelemeden sonra, arkamızdaki topuk parçasına baka baka, gülerek ama almaya ikimizin de cesareti olmayarak devam ettik. Hemen en yakın ucuz bir ayakkabıcıya attık kendimizi. Ertesi gün olduğunda yine aynı yerden geçiyoruz. Geçmeden önce de yine dalgasını geçtik acaba biri görmüş müdür, bilmem ne diye. Sabahın erken saatleri olduğu için güvendik bir şekilde. Olay mahallinden 5-6 adım geçtikten sonra, adamın biri arkamızdan seslendi:

    - "Pardon bakar mısınız... Pardonnnnn... Dün topuğunuzu düşüren sizdiniz sanırım, buyrun topuğunuz, bir tamirciye götürürseniz yapılabilir" dedi...

    Kırık topuğu gülmekle ağlamak arasında bir modla adamın ellerinden aldım... Adam ayakkabıcıydı...

    • Lise zamanlarında okula giderken, otobüsün arka koltuğuna oturduk arkadaşlarla. Ben tam orta tarafa denk geldim. Ama tutunacak bir gram demir olmadığından, ani frenle kendimi öne doğru giderken bulmam bir oldu. Arka koltuklardan en yakınına tutunarak durabildim.
    • Büyük bir alışveriş merkezinin yemek bölümünde B. ile oturuyoruz. O zamanlar dondurmaların üzerindeki kaşıkları, katlanabilen plastik bişiydi. Ben avucumdaki kutudan bir kaşık alıp yiyecekken... sen kaşığın bir kapanası gelsin... Suratımın dondurmaya bulanmasına mı gülsek, yoksa bunu temizleyecek bir peçetemizin olmayışına mı ağlasak bilemedik. Bir sürü insanın arasından bir melaike çıktı da bana peçete verdi temizleyebildim.
    • İçi çay dolu bir demliğin kapağı ben üzerine tutunup elimi ısıtırken birden bire demliğin içine giriverdi. Tabi kapağın ardından da benim el... Elimi çekeyim derken çayın bir miktarını döktüm üstüme ve sobaya. Soba söner gibi oldu, bir sürü duman çıktı. Sonra kapağı çıkartayım derken, beceremedim. O nasıl olduğunu anlamadığım şekilde demliğin içine giren kapak, şimdi çıkmıyor.. Annem babam uğraştı yine çıkmadı. Ama hepimizin üstü başı çay oldu.
    • Küçükken balkon demirlerinin arasına kafamı sokmuş, sonra da çıkartamamıştım. Annemler beni öyle bulana kadar balkon demirlerinin arasında melendim resmen. Bu da yetmezmiş gibi eteğimin üstümde bir kırk ayak gezinmeye başlamıştı.

    Resim alıntı

    Daha önceki dumur anımşurada ve şurada

18 Ağustos 2009 Salı

Gaflarım



Aklıma son zamanlarda yaptığım yada yazarken aklıma gelen gaflarım geldi de gülümsedim kendi kendime. :) Şmdilik bu kadar anımsadım idare edin. Belki hatırladıkça gelir.

  • 4 harfli isimler diyeceğime 4 haneli isimler dedim. Karşımdaki olmadı mezraa isimleri diyelim diye dalga geçmişti :)))

  • Pasomu kaybettim diyen arkadaşımın yazdığını, ben pasaportumu kaybettim diye okudum. Buna istinadende hemen "polise git bildir" dedim. Birde hemen git, acele et diye de mesaj üstüne mesaj yazdım. :)

  • Yine geçenlerde bir arkadaşıma "uyanmadıysan dürteyim" demek isterken, "uyanmadıysan sürteyim" dedim. Sonra o kadar utandım ki, kızardığımı hissettim... Allah tan cevap gelmedi uyanmamış diye sevindim. S ve D harfleri neden yanyana ki! Hıh... (öğleden sonra az dalga geçilmedi tabi ki) :)

  • "Üniversitede bazılarının hocalara yaranmak için" diyecekken.... "Üniversite de bazı hocalara yalanmak için" dedim. (olay koptu) :)


  • iki sade kahve yerine, müşterinin önünde iki sahte kahve demiştim.

Genel olarak benim ezber ve şeye şey yetiştirircesine yazmamdan dolayı şu tarz olaylar çok oluyor:

düşüm
süştüm
ayyy yazamadım
düştüm


Öhöm: Şaşkın efsa :)


Resim alıntıdır.

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Bugün güzel bir gün



  • Bu bir kadın bir erkek dizisini kaç kişi izliyor bilmiyorum ama. Bugün facebookta gördüm bir bölümünden ufak bir kesiti. Dayanamadım buraya da koyayım dedim. Bu nimet mi - lanet mi olduğunu çözemediğim yetenek (dolaylı yoldan anlama-anlatma) bütün kadınlarda var sanırım. Bir çok bölümü çok güzel konduruyor kadına da erkeğe de, ama bu bölüm çok hoşuma gitti siz de izleyin istedim. (En alta ekledim... umarım görüntülenir. olmadı link bu.)

  • Birde ben senelerdir tek bir soru çözmediğim halde, hatta bu bilgilerle kazanamam herhalde dediğim halde... Üniversiteyi kazanmışım. 145 tutturamam bu bilgilerle derken, 264 almışım. Hayır bilseydim çalışırdım, 10 soru çözsem karımaymış baksanıza. Bende nasılsa bu sene kazanamam, seneye hazırlanıp en azından boş durmam diyordum. O zamanda AÖF den devam ederimdi amacım. Şimdi istersem okula bile gidebileceğim bir puanım var. İş saatleri akşam okullarına denk gelmiyor diye biliyorum. Abim saat 3 de başlayabiliyor bazıları dedi. Öyle olsa oradan devam edecektim. Bakalım düşüneceğim artık. Ama şaşırdım, birde cidden 10 yıl geçti ben hiç test denen meretin T sini çözmeyeli. Var anasını ahahaha modunda bir haber oldu benim için.

  • İşin güzeli ise 2009 yapılacaklar listemde bir hedefim daha gerçekleşti. O kadar az madde kaldı ki, kalanların çoğu da duygusal şeylerle düzeltmem gerekenler... Bu yönümü seviyorum, ertelemiyorum gerçekten istediğim şeyleri. Eninde sonunda gerçekleşiyor. Hırsımın olması beni bu yönde olumlu etkiliyor.

Bugün güzel bir gün... ve işte beğendiğim video...



resim alıntı

30 Haziran 2009 Salı

Tuvaletteki kadınlar... 3


* Güç savaşları sadece erkeklerde mi var yani? Kadınların hepsi de kendilerince ayna önünde güç savaşı verir. Üstelik yaşa başa bakmadan. İstisnasız tüm kadınlar; o an elde yıkasa, rujda sürse, kıyafetini-saçını da düzeltse; kapıdan giren diğer kadına şöyle bir göz ucu ile bakıp notunu verir. Ona göre ya incelemeye devam eder, ya da tınlamaz inceleyecek yeni adaylar bulur. Ama hepsinden öte kendinde gördüğü gücü-üstünlüğü taslamaya bayılır.

Diyelim ki yeni kapıdan girenin bacakları kalın, inceleyenin ince. Allah ım hemen bir çark düzeni devreye girer ve arkadaşına ayakkabı yada bacakları ile ilgili bir söz patlatıverir. Çekinmese o an lavaboya koyar bacağını gösterebilir.

Ya da diyelim ki hatun saçlarını boyatmamış, bakımsız bir duruşu var, parıldıyor tepesi. Diğerinin hemen saçlar salınır. Toplu ve düzgün olsa şöyle bir dağıtılıp yeniden toplanır.

Ya da kilo ile ilgili bir olaysa hemen kıyafet düzeltilir. Önce sağa, sonra sola dönülerek beden afişe edilir. Yan gözle de bakmaya devam edilir. (ama aynadan)

Aynaya ilk gelen; üstünlüğü ve gücü elde etmiş kadındır. Aynada kim yayıla yayıla ve uzun süre kalıyorsa o ezici üstünlüğünü yeni gelenlere ve gidenlere kanıtlamış kadındır.

Ve bunlar o kadar hızlı gelişir ki, kadın kapıdan girer, aynadakilerle göz göze gelir. (Aynı anda boş tuvalet var mı kontrol edilir) Eğer "aynada" incelenecek çok şey varsa, kapının kolunu tutup yavaş hareketlerle kapatmayı dener, yoksa tuvaletlerin olduğu bölüme doğru meziyetine ve güç savaşına göre başı yukarıda yada aşağıda, hızlı yada yavaş adımlarla, yan bakış geçer.

- tık tık
- doluuuuu (başka türlü cevap verilmez, hep dolu der kızlar, eğer arkadaşı ise vuran ne var be diyebilir.)

* Ayna önü muhabbetlerinin çoğu da zaten erkekler, "öteki" ler hakkındadır. Saat farkı gözetilmez asla.

* Gecenin bir yarısı bir mekanda girilen tuvaletlerde kusan kızlar vardır. Kapı ardına kadar açık, klozete çömelen arkadaşın, ayakta dikilen arkadaşı etrafa hafif mahçup bakışlar atar.

* Hep makyaj yapan birileri vardır. Ve üstüne başını düzelten.

* Diyaloglar ise apayrıdır. Özellikle telefonda konuşan ve tek eliyle saçını düzelten insanlara çok sık rastlarsınız. İlginç konuşmalar duyarsınız. Dinlememek için çırpınsanızda mutlaka kulağınızdan içeri girer. Karşı kadınla bakışıp, anlamlı kelimelere gülebilirsiniz.


Efsaca 1 : Birde geçenlerde; idrarımda ki mucizeyi okuyunca, kendimi bu mucizeyi suratına baka baka, acımadan elinin tersi ile iten (sifonla çeken) biri gibi gördüm yeminle!!! Ne kadar çok şeye yarıyormuş. Oysaki ben bir tane faydasını biliyorum. Nimetmiş de haberim yokmuş. Denermiyim? Hayırrr.

Efsaca 2 : Bezelyenin tuvalet maceralarıda pek yakında sizlerle. :)))

Efsaca 3 : Diğer tuvalet yazıları için sizi şu kabine alalım. Orası temizlik için kapalı da.

17 Mart 2009 Salı

Dumur Anlarım


Bugün de kediye kafa atan farenin yazdıklarını okuyunca dayanamadım, bende yazmak istedim. Sizlerde azıcık gülümsersiniz belki hafta başında.


Birgün arkadaşlarımdan biri geldi aldı beni. Diğerleri ile buluşup, denize gidicez. Ama geç kaldığımız için koştur koştur bindim araca. Normalde huyumdur: her bindiğim aracın plakasına bakıp da biniyorum nedense. (Sanırım işimle alakalı olduğundan) O günde bakmadan bindim. Sadece simsiyah bir araç işte. Kakara kikiri malzemeleri ala ala gidiyoruz. Diğer arkadaşlar çoktan gitmiş. Biz ise geç kaldık ya birazda alelacele tamalanıyor herşey.


Bir benzinciye uğradık. Aramızdan ikisi markete gitti, bende tuvalete gidicem. (hıı hıı yine tuvalet) gittim. Aracı kullananda benzin alıyor. Benim işim bitti, bıraktığım yerdeki siyah arabaya geçtim, yerime oturdum. Ama ortalık çok sessiz ve baktım ayaklarımın dibine koyduğum poşet yok. Allah Allah diyede beynimden geçiyor düşünceler. Tam sormak için bir döndüm...

- poş........... diyebildim sadece. Kelimenin devamı gelemedi.
(Allah' ım sana geliyorum dediğim anlardan biridir buda.)

Ulan yanda farklı bir yüz var. Sürücü yerinde başka bir adam oturuyo. :)))) ilk saflıkla böyle düşündüm. Ben yanlış arabaya binmedim yaniiii. :P


Noluyor ya dememe kalmadan adam:

- "sen kimsin be" dedi. Bende kekelemeye başladım.

- "Ben... şey... yanlış oldu herhalde... kusura bakmayın..."


Ama apar topar bir inişim var göreceksiniz. Meğer bizim salak arkadaş, benzini almış, kenara parketmiş. Sonra tesadüfe bak ki; aynı dizayn, siyah renkli bir araba, aynı pompaya yanaşmış. Ben saf da o araca tüneyivermişim...!


Arkadaşlarda uzaktan bakıp bakıp gülüyorlar hainler. Halimde gülünmeyecek gibi değil hani. Bende gülüyorum. (:. manyak arabayı niye çektin, ben ne bileyim, araç orada olacak sanıyorum, vırt zırt bir ton saydım çocuğa. Gülmekten de kızamıyorum. Ama o gün hep benim mevzu aklımıza gelip durdukça güldük.


16 Mart 2009 Pazartesi

Söyle buldun mu?

  • kız annesi olmak - Hele ki birde sana benziyorsa, her kadının en güzel ve en çok sevdiği arkadaşı gibi oluyor.
  • mandaların hayatımızdaki yeri - Benim için sadece manda=kaymaktır, senin için bilemiycem.
  • oluyorum diyorum şaka gibi geliyor sana - Ne oluyorsun :))))))) (ne fesatım ya... cık cık cık)
  • melankolik bir öküzün kurduğu ilişki - Genelde herkez kuruyor. “Her kadın biraz Budisttir... Çünkü hayatında mutlaka bir öküze tapmıştır...” :) (Burhan abi blogundan aldım ama, bu arama bana bunu hatırlattı :) )
  • efsa kelimesine dair herşey - Araştırıyorsun işte bol bol, eksik kalanları ben tamamlarım.
  • efsa blogger / efsa blogspot - Söyle canım buradayım.
  • efsa ne demek - Bu aramayı her gün alıyorum muhakkak. Efendim anlamı: "insana tesir eden, efsunlu, sihirbaz" demekmiş...
  • efsa kaç yaşında - 28 yaşında girdi işte. Ama bu profil bir yaş küçük gösteriyo beni :)
  • efsanın eserleri - İmzalı resim de istiyormusun?
  • bende yardım etmek istiyorum sözünün vikipedisi - :)
  • kar illa her sene yağarmı - Her sene buraya da yağsa varyaaaa...
  • her erkek bir gemidir - Birde gemicikler var.
  • iş görmeden göt düşer mi - Düşmez düşmez korkma.
  • değişen ben saati ara - Acaba aradığın tam olarak nasıl bir yazıydı.
  • 5 adam bir kadını - Naparsa???
  • aşkta denge yokmuş bunu öğrendim - Bende öğreneli çok olmuştu biliyormusun.
  • herşey bu video ile başlar "everything begins with" - Hımmm
  • çilli erkeklerin çocukları nasıl olur - Ben çok seviyorum yüzünde çilleri olanları.
  • bedava derin gırtlak filmi izle - Burada pek video yok be canım ya, üzgünüm.
  • aslan erkeği kaybolursa - Topu kökü tanıdığım 4 aslan erkeği var. Herhalde senin aradığınla milyonda bir ihtimal olur. Demem o ki bende bulamazsın.
  • terazi erkeği akrep kizi - Ben bir gün varyaaa; hayatımda bir kere hiç terazi erkeği ile karşılaşmadım diye düşündüm. Lanet gibi ardarda tanıştığım 7 erkek terazi çıktı. The secret e ilk kez o zaman inandım :)))) Şimdi gıkım çıkmıyor :)))))
  • bayanların işeme sahneleri - Bu blogda görüntü olarak bulamazsın, ama dilersen, elimden geldiğince tarif edivereyim.
  • bayanların çiş yarışı - Erkeklerle yarıştırmaya çalıştıklarımız mı? yoksa kızkıza yanyana gelince bunu yapmıyoruz.
  • kızım sen melekmisin şeytanmısın anlamadım - Bende (:
  • Dayak yiyen hamile kadın resimleri - ........
  • Duru duş jeli zararlımı - Kırmızı renklisinin (çeşit adı - cezbet onu) kokusu çok hoş tavsiye ederim. 2 yıldır bana bişiy olmadı.
  • internette en çok tık yapan kızların hesaplaşması - Biz bütün kızlar toplaşıp tıklanırız zaten öyle arada. Hiç işimiz gücümüz yoktur.
  • kürt böreğinin zararları - Erdem' e sormak lazım ben sadece bir lokma aldım, sevemedim. :)
  • akrep kızı napar - İnsanı vezir de, eder rezil de, güldürür sinir de eder...ne diyim ki ben sana.
  • ayaklarımı çok beğeniyorum - Bende :) hatta vücudumda en beğendiğim yerlerimden birisidir.
Related Posts with Thumbnails

..