sabahı düşünür sahne değişir...
Sabah telefonun zilini duymaz sabah, bezelyesinin servisi gelmiş onları 10 dakikadır beklemektedir. Apar topar bindirir.
Evden çıkmak için hazırdır. Sabah ayağına nerden geldiği belirsiz bir nazarboncuğu çıkatması yapışmıştır kızın. Alır uyanmış olan babasına gösterir. Nerden geldiğini anlayamazlar... Babası sanki içini okumuş gibi bakar, "dikkatli ol" der. Babasını düşünür kız, ne kadar da benzeşirler. Annesine göre o hep babasının kızıdır. Kız annesinin de kızı olmak ister, ama olan ablasıdır. Yolda düşünür kız, annesi o okula giderken bile hiç kalkıp kahvaltı hazırlamıştır ona. Hep kendisi yada ablası bir bardak süt ısıtmıştır ona. İçinde kalmıştır küçük kızın...Annesi dokunmayı pek sevmeyen bir insandır. Sevgisini dokunarak anlayan kıza inat. Kız hep birileri ona sarılsın istemiştir, ama annesi ayda 3-4 kez ancak sarılmıştır... Anne olunca anlar annesini biraz daha, ama o kız bütün çocukluğunu babasıyla geçirmiştir. Annesi hep mesafelidir... Babası ile gözleri ile konuşma yetisine sahiptir.
Dolmuşu beklerken poyrazın etkisi ile bütün kuru yapraklar sadece onun durduğu yere gelirler. Toz çepeçevre sarar kızı, yapraklar başında taçlanır, galez kelimesini hep sevmiştir. Dayanamaz bütün yapraklara basar...
İşe gelirken bindiği dolmuş bir okul servisine çarpar, yanındaki kaza tespit tutanağını verir, başka bir araca biner. Şaşkındır, işe geç kalır...
Sigorta şirketinden nazar boncuklu bir anahtarlık gönderirler. Ama kız o tarz şeyleri sevmez, hatta takıyı bile sevmez vücudunda, o hep sadelikten yanadır. Nazar boncuğuna bakıp düşünür, ne o ne de aile öyle batıl inançlara inanmazlar. Ama düşünür kız, bunların işaretler olduğuna inanır... Vardır bir hayır, ama düşüncelerine dur diyemez, bozuktur ya morali, hayatındaki kötü anları düşünür kız...
sahne değişir...
Düğünü olmuştur, abisinin evine giderler ertesi gün, abisi çerez-kola falan almaya gider... dönmez ama... meraklı, sancılı saatler sürer, yengesi telefonda bayılır... 3 saat sonra yoğun bakımda sol gözünde bir damla kanın eşliğinde, kırık vücüdu ile karşılaşırlar, ingilizce/ osmanlıca birşeyler mırıldanıyordur abisi... Çığlıklar, yumrular boğazında düğümlenir kızın... Düğününe sevinemez...
sahne değişir...
aradan 1 ay geçmiştir, abisi onu hatırlamaz... İlk sineması, ilk sigarası, ilk denizi, ailesinden harçlık almayıp onun yanında çalışıp para kazanmıştır kız, ailedeki babasından sonra en sevdiği... onun için tübitaktan kazandığı ödülle burslu okuma şansını kullanmayıp, x lisesinden geri dönen abisi kız kardeşini hatırlamaz... Kız küçüklüğünden beri abisinin anlattığı masallara inanmıştır... Okula gidene dek kurdu iyi kırmızı başlıklı kızı kötü sanmıştır, abisi onu hep güldürmüştür... Şimdi ayağı kırıktır, platin takılacaktır, vücudu mosmordur... abisinin zaten sağ eli ve kolu özürlüdür doğum nedeniyle. Şimdi ise sağ tarafı komple kırıktır...
sahne değişir...
ablası boşanmıştır eniştesinden, annesi hem oğluna hem kızına üzülür... kız hiç üzülmez bu duruma...
sahne değişir...
abisine platin takılır, 6 ay yürümeyecektir... Yapacağı duruşmalarını vekaleten kayınbiraderi onun adına üstlenir. Uzunca bir müddet çalışmayacaktır.
sahne değişir...
aradan 1 ay daha geçmiştir, annesinin kanamaları durmaz. hem kızının ayrılığı, hem oğlunun haline dayanmaz yüreği, vücudu, ameliyata alınır... rahmi alınır...
sahne değişir...
kız da ayrılmıştır eşinden, annesi hala üzgündür, babasının ağladığını görür ilk defa, yıkılır kız... Hayatta en acı şeyin bu olduğunu düşünür bir babanın ağlaması, hayallerini suya düşürmüştür kız. Babası mükemmeli sever çünkü... Sarılırlar...
sahne değişir...
babasında zehirli guatr çıkmıştır, ameliyat olur... 3 gün sonra eve çıkar, iyidir, sevinir kız...
sahne değişir...
3 gün sonra annesi "babana felç indi, hastanedeyiz der" donuk bir sesle. Kız şoktadır, daha yeni hastaneden çıkmışlardır oysaki... iş yerindekiler kızı sarsarak kendine getirirler... Babası iyileşir ama kız o anı hiç unutmaz... Babası annesini sayıklar hep, hala 68 yaşında bile herkezin içinde öper annesini, bilir kız... Onlar güzel bir çifttir 63 den beri...
sahne değişir,
annesinde göz tansiyonu vardır,,, her gün 5 tane damla kullanır yoksa kör olacaktır...
dün % 60 işitme kaybı oluştuğu saptanmıştır, Babasında şeker çıkmıştır... Kız farkederki her şeyin başı sağlıktır...
Kız düşünür... düşünür... sarmalanmak ister, gidip sarılmak ister onlara, tutar kendini ama, telaşlandırmak istemez kimseyi, telefon açsa ağlayacak konumdadır çünkü...
20 yorum:
sahne değişir...
yeni bir yıl gelmektedir.bu yılın güzellikler ve mutluluklar getireceğine inanmalıdır o kız. bütün kötü olaylar arka arkaya gelse de illa ki birinin ardından güzellikler sıralanacaktır.
sözcükleri kullanmada ki başarısına hep imrendiği biri yorum yapar.. hüzünlü bir huzur vardır sadece kızda. yeni bir yıl herkezin hakkında hayırlı geçmesini diler sadece. her inişin bir çıkışı vardır, bilir kız bunu...
bu senenin perdesini kapat ve bu son oyun olsun lütfen,yeni yılda bize güzel oyunlar yeni perdeler açarsın inşallah...
senin yazdığın o şiire inat, masalının mutlu biteceğine inanıyorum ben.
Seyirciler salondan kalkmazlar...
Son sahneyi beklemektedirler...
Bilirler ki perde yeniden açılacak, içinden mutluluk, sağlık ve aşk çıkacak, kızın hikayesi mutlu sonla bitecektir...
blog hayatına çok sevdiği camillasından ulaşıp bulduğu arkadaşı yazar, kız da cevap verir " dilerklerin dileklerimdir hepimiz için, inşallah" der.
ve camillası gelmiştir. sıkılınca onu dinlemeyi adet edinmiştir nicedir. inandıklarına inanamak ister ama beceremez şuan...
ve nonisi, hayatında sonradan bulduğu ilham kaynağıdır, benzer yaşanmışlıklardır onları birbirine bağlayan eşsiz bağ. sever onu kardeş görür, o hep kızın yüreğine dokunmuştur. kaybetmek stemeyeceği biri olmuştur kısacık günlerde :)
soğuk bir evden yorum yapar bir çocuk, titreyen içine inatla herkese "soğuk değil burası, ben hala işe kısakollu gidiyorum" derken; kız güçlü, kız gülümseyebilir, kız bunları atlatır aslanlar gibi derken, halbuki çocuk, halbuki adam, halbuki kişi, zaten donmuştur ki ...
Okuyucu anlar ki, resimlerdeki şirin kızın o bulaşıcı tatlılığı ve sıcacık gülümsemesinin ardında ard arda anaforlarla karşılaşılan sivri kayalarla dolu bir ıstırap nehiri akmaktadır.
O nehirin varacağı deniz ise durgun ve tümüyle başka, sakin bir nokta olacaktır nihayetinde.
Bezelye'ye şöyle demek ister: "annene sıkıca sarıl ve saçlarını okşarken fısılda ona, de ki, 'sen aslında hiç bir şey yapmamıştın ama nasıl ben tanrının bir mucizesiysem ve beni sana verdiyse, sen gene hiç bir şey yapmadın ve bunca derdi tasayı gene o verdi. Sana dayanma gücü de verecektir. Toprak çatlar susuzluktan, ama yağmur yağar elbet bir gün. Yara kanar tüm acısıyla, fakat kan pıhtılaşır sonunda. Kalbindeki güzelliğe sığın; göreceksin ki tufandan sonra sular çekilir, kışın ölen tabiat baharda yeni bir ruh giyer. Sen hiç bir şey yapmıyorsun aslında. Dayan ne olursun. Dayan..."
sevgili utkusu, can arkadaşı hep yüreğine dookunmuştur onun, bazen kızar bazen içine sokası gelir. ama bilir kız arkadaşı onun hep yanında olacaktır, kalmasına yardım edecektir, kıyamaz ona. bilir kız :) aşık olduğunu bile ilk ona söylemiştir. Onun aşkını dinlemiştir. Diler kız bu dostlukları hep devam etsin :)
Kız için en hayatına dokunan adamı belkide bir kaç sözüyle yüreğine işleyen. Onda omzuna dokunan bir el hisseder sürekli. Gözlerine bakınca konuşmadan da anlaşabileceğini düşünür hep. Teşekkürler virgilius sözcüklerin ve varlığın için, bana verdiğin güven içinde.
Canım ben de aynı düşünceleri paylaşıyorum seninle...
kız sakın gozyaslarını içinde biriktirmesindir. kız da hem ruh sagligini hem fiziksel sagligini dusunmelidir. ve aklina kotu seyleri getirmeme egzersizleri yapmalidir. aksi takdirde omru boyunca hiç gecmeyen bir bogaz dugumuyle yasamak zorunda kalabilitesi cok yuksek olacaktir, ve kız da biliyordur gerci ama o bogaz dugunu insani olur olmaz yerde hep aglatır..
lolla ve efsa; yine benzer yaşanmışlıkların bir çizgide buluşturduğu iki kızdır...
içtenliği, samimiyetine teşekkür eder efsa ve bilsin ister, o bu defa adamında dediği ve istediği gibi mantığı ile hareket edecektir.
Ama çoktan şifayı kapmıştır, salya sümük gezmektedir :))))
Yeni yıl her şeye rağmen o kıza ve sevdiklerine güzel yıllar getirecektir.
Kız inanırsa olur zaten:)
Sevgilerimle...
efsa şiştim valla okurken boğazıma bişilr düğümlendi..ki sen yaşadın...
okuyucu anlamıştır yanlış mesaj verdiğini...
istemiştir ki o da bu sahnenein senaryosuna uygun cümlecikler sarfetsin... ve der ki:
esas kız mutlu olacak gücü zaten içinde barındırıyordur ve o zaman ise ha geldi ha gelecektir...
özlem kız her zaman bir şeylere inanamak istemiştir, inanıyor bu sefer daha da yürekten.
güzel çalıkuşu o kız hep güçlüdür aslında ama sebebini bilmediği şekilde güçsüzlüğü tercih eder nedense. Onun yerine de güçlü olsunlar biraz da onlar mücaele versinler ister ama hiç olmamıştır bu. Kimse hiç kimse onun için mücadele vermemiştir. Kız hep güçlü ama hüzünlü olmaya devam edecektir.
genc kadin kendisine yakistiramadigi, istemedigi, hayatindan sokup atmak istedigi herseyi baskasinin agzindan anlatir. bazi masallar iyi ki gercek degildir der.
Onun için gerçekleşmeyen hiçbir masal kalmamıştır ki. Susar kız... Kabullenmişlik kokuyordur ortalık.
Yorum Gönder