16 Şubat 2009 Pazartesi

Hikayeler / Başlar bir hikaye sonunu bekleyerek...

Başlar bir hikaye sonu belli bir yolculuğa alır götürür insanı...

Adam kısık sesiyle sadece “neden ?” diye bildi ve kadın derecesi hiç düşmeyen bir tonla, tüm can acımışlığının verdiği oranda anlatmaya başladı.


Her şey ilk kez yalnızlığımı duyumsadığımda başladı. Seninle konuşmak istediklerim, sana söylemek istediklerim hep boğazımda bir yarım kalmışlıkla tıkandı. Biliyordum dinlesen anlayacaktın, anlatsam kurtulacaktım, ama dinlemeyi hep ret ettin. Sana anlatacaklarım hep sıradan göründü gözüne. Bilmiyorsun. Karşındakinin susması dışında, birine kendini anlatmanın zorluğunu. Yoktum gözünde, değersizdim senin için, öyle hissettiriyordun bana... Bir bedende takılı kalmıştın sen, yokluğumu sadece bir yönde arıyordun.

Senelerce sığınmak istediğim yanlarım çoğaldı yanında. Kapanmayan bir boşluk vardı içimde. Çevremdekilerin farklı duygularıyla besleniyordum artık. Adı bazen tutku oluyordu, bazen şımartılmak, bazense şefkat... Bölük pörçük duygularla yaşamayı seviyordum. Bilirdin bendeki bu halleri. Ama hiçbir şey demezdin. Susardın. Bu suskunluk anları benim başkalarının sevgisine, ilgisine duyumsadığım hisleri bin kat artırıyordu. Anlamadın... Ben konuştukça, sen karşılıksızdın, susmaya devam ettin. Önceden suskunluklarımız bile anlamlı gelirdi. Sonraki yıllarda ise sadece öfke hissettirdi bana.

İstediğim tek şey özenindi. Tüm birlikteliğimiz senin yapmacık ve bir görevmiş gibi yaşattıklarından ibaret geliyordu gözüme. Senin beni gerçekten hissetmeni beklerken; içimdeki savunma içgüdüsü ile buna ihtiyacım yokmuş gibi davrandım. Şimdi sakın susmamı bekleme, çünkü senelerce içimdekileri kusmayı bekledim sana. Sana pişmanlıklarımı anlatmayı isterken hep dinlemeyi reddetti benliğin. Belki de duyacaklarından korktun kim bilir. Sevgisizliğinle bu kadar açıkça yüzleşme cesaretin yoktu. Hazır değildin duymaya, kendini tartmaya...

Sen konuşmayınca, kendimi dinlemekten usandım. Usandığımda farklı kaçışlar aradım. Ama bütün yollar sana çıkmamaya başladı geri dönüş zamanlarında. İflah olmaz bir duygu arsızı olmaya başlamıştım, doymuyorum. Senin boşalttığın anlarımı başka kimliklerde, başka resimlerde ve seslerde doldurmaya başladım. İşte bu noktada hissetmeye başladın belki de bir şeylerin ters gittiğini. Alışkanlıkla yaptığım yemeklerin bile tadı değişti senin için. Bu sefer değiştiremeyeceğin hislerin altında ezil istedim! Çünkü zamanla senin canını acıtmayı istedim. Acıtamadığımı, değişemeyeceğini anladığımda; ama en çok kendime kızdığımda başladım seni aldatmaya.

Başka bedenlere sen diye sığınmadım ve yaslanmadım asla başkasının göğsüne. Kimsenin kalp atışlarını duymadım senden başka. Ama aldatmaksa aldattım işte düşlerimde. Dokunmadan seviştim bazı bazı. Senin umursamazlıklarına hüzünle ve öfkeyle seslenirken, onlarla şehvetli tonlarda konuşuyordum. "Gel" desem geleceklerdi biliyordum ve "Gel" dediler, gitmedim. Kirletmeye kıyamayacak kadar çok seviyordun çünkü bedenimi. Tek sevdiğin olarak gördüğüm bedenime başka dokunuşları yüzeysel tattırmaya kıyamadım. Nasılsa aldatmıştım ya seni vicdanım daha fazla yükü kabul etmeyecekti belki de.

Şimdi bana "neden" diye mi soruyorsun?
"neden"...
"Çünkü senelerce sen diye baktığım her yerde yokluğunun izlerini bulmamla başladı ilk kez her şey."


Resim

9 yorum:

Ateş Böceği dedi ki...

of of of çok güzel bir yazı olmuş ellerine sağlık sanırım yanlızlık okulunun mim cevabı nedensiz gidişler sebepsiz terk edişler ve aldatmakla aldanış arasındaki ince çizgi

LoLLa dedi ki...

:'(
aglamiyorum yok yaa hele içimi hiç çekmiyorum kısık kısık her an ağlayacakmış gibi :'(

toz kaçmıştır ya da kedidir kedi :s :'(

ne sahane olmus yine yazın :'(

Cimbakuka dedi ki...

Süper efsa, gerçekten süper...

beenmaya dedi ki...

yahu evrenden sonra bir de üstüne sen...

ben vazgeçtim yazmaktan bunca güzel yazıdan sonra ne haddime...

buraneros dedi ki...

Kardeş hakikaten yazmışsın yani! Harikaydı...

Limpidarkk dedi ki...

çok güzel bir yazı olmuş. kendimi, umursamazlığımla kaç kere aldatılmış ve kaç kişinin kalbini incitmiş olduğumun hesabını yapmaya itti. teşekkür ederim.

efsa dedi ki...

Ateş böceği; teşekkür ederim, evet yanlızlığın mim cevabıdır.


Lolla; ne kadar benzedik yine dimi... Sakın Sus!!!


cimbakuka; teşekkür ederim. Ama hala bana bir eksiklik tadı verdi ama nerde çözemedim.


Arı mayam; senin yazıların benimkinden kat be kat daha güzel, söylemeye bile lüzum yok.


Abisi; Teşekkür ederim, bilmiyorum kadın açısından yazıyım dedim, bunlar çıktı ama dediğim gibi hala bir yarımlık var.


Limpidark; bazen insan kendisinin yaptığı hataları görmüyor. Dün insanların kendini iyi görmesiyle ilgili bir konuşmayı hatırlattı yorumun bana. Her insan kadar kibirli, egeist ve benmerkezci olabiliyoruz çoğu zaman.

YALNIZLIK OKULU dedi ki...

Bu mim kelimeler ile sevişen dostlardan seçilmişti...Bu yüzden düşlerle sevişen bir kadına yazdırmamak saygısızlık olur diye düşünmüştüm...

Şimdi hayatın içene giren acımasızca gidişlere... terk edilmişliklerimiz acı ile tatlanırken...hayatın tam orta yerinde kalbe ince bir cizik atılıyor...Yaşam tüm anlamlarını siliyor üzerinden...

Şimdi kilometrelerce öteden bir düşle sarsılmayacak bir bağlılık ile bakıyorum sana ve gerçekten çok mutlu olduğumu hissettiğini çok iyi biliyorum...Canımsın....

efsa dedi ki...

başlangıcı sen, ortası ben, bakalım bir son yazılmalı sanırım.
Teşekkür ederim erdem, begendigini umuyorum sadece...

Related Posts with Thumbnails

..