24 Kasım 2010 Çarşamba

Bazı Erkekler Vardır...



Bazı erkekler vardır; hayatından hiç çıkmaz ama hayatına da dahil olmaz. Öyle o çizgide dur ister. Düşünme ve bekleme ister. Ne git der,ne de kal...Çünkü hiçbir zaman sana kapılarını tam olarak açmayacaktır. İster belki ama hep senin anlayamacağın biçimde bir bahanesi vardır onun. Anlayamazsın... İki arada bir derede bırakır seni.

Anlamlandırmaya çalıştığın bir süreçtir bu. Sen kendini, onu ve adı konmayan o ilişkimsiyi düşünürken, söylediklerin ve yaptıkların ona tripmiş gibi görünür. Cevabını bilmek istediğin her konu onu daha da uzaklaştırır senden. Aslında sadece ağzından net bir kelime söylemesini beklersin. Susar...

Oysa tek istediğin ufak bir sarılış, sımsıcak merhabadan öte değildir belki de... Anlatamazsın. Sadece içinde büyüttüğün o şey net olsun istersin. Bileyim ve ona göre şekillendireyim. Ama o söylemez asla testi mi olacaksınız yoksa şekerlik mi. Döne döne en sonunda nevrin döner... Sonra bir de bakmışsın elinde yamuk yumuk ne olduğu belli olmayan bir şekil çıkar.

"Öyle erkekler insanı tüketir. Zamanla bakarsın ki hiç bir şey kalmamış geri" der arkadaşların.. Çünkü zamanında öyle bir kadın tüketmiştir onu. Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemez. Belki 3. yılda yaşadığı sorunu seninle 1. ayda yaşıyorsa, mücadeleye yer bırakmaz. "ben bu filmi izlemiştim" deyip kesip atar. "O erkekler yarasını hep açık tutar. Çünkü yarası acısın ister. acısın ki geçmişi ona ders olsun hiç unutmasın."* Bu yüzdendir ilk tanıştığınızdan itibaren onunda şu an içinde bulunduğu hayata söverek, geçmişteki sıkıntıları anlatışı.. Unutturmaz kendine. Sende bil ister onun nereden nereye geldiğini. Yaralarını sana kusar, şimdiki hayatının çarpıklıklarını sana kusar. Kusar kusmasına da vazgeçmez yine de yaşantısından...

Aslında sorun yarasında değildir. Sorun seni iki arada bırakmasıdır.Gitmek istediğin an seni yolundan geri döndürmesidir. Biliyorsundur yolun sonu yoktur. Yuvarlaktır. Yolu yolun olduğunda hep aynı yerde döndüğünü, döneceğini bilirsin. Ama öyle bir bakar ki bazen sana, için acır gitmeye. Sana ihtiyacı vardır. O an yanında yalnız seni istemiştir. Umutlanırsın. Her şey sil baştan yaşanır. Ama asla fazlası olmayacaktır. İstemez çünkü. Ama bil ister. Umutlanma ister. Bununla yetinmeni, fazlasını beklememeni ister.

Bazı erkekler vardır; nefret etmek istediğinde dahi şefkat duyduğun... Ömrün olsun isterken, garip bir şekilde ölümün olmuştur...

Bazı erkekler vardır, haklarında çok şey yazılasıdır. Bu sadece bir kısmıdır...


* Gribin kıskacında bir Efsa...

5 yorum:

Ateş Böceği dedi ki...

ve bazı erkekler vardır ..Hiç beklemediğin bir zaman da çıkarlar karşına çıkmaz deme hayatında bir kez de olsa mutlaka çıkarlar karşına..

Senin olmaz dediğin ne varssa hepsini oldurur aslında..Ama istemezsin çün artık sen yaralarıyla yaşamaya alışmış bir kadınsındır..Onlar olmadan yaşayamaz olursun sırf bu sebepten istemezsin birinin seni fazla sevmesini..

Bazı kadınlar vardır ..Onların hikayelerinden koca birer hayat kurulur..Ancak adamlar hep kendi hikayelerinde ışıksız kadını tercih ederler çünkü ; zamanında ışıklarını başka bir kadına teslim etmişlerdir ve durum eşitlensin isterler..

M.Y.S dedi ki...

yemin ediyorum kendimi gördüğüm andır, hemde satır satır... Çoktan duvarını örmüş bir erkeğin tasfiridir bu bence, yıkmaya çalışılırsa kaybedilir umut, sadece o duvarın dibinde gülümseyebilir, içeriye bir adım atsan hüzün boğar birden... bu yüzdende ne dışarda nede içerde olduğunu bilmeden yaşar ve yaşatır 'biz' tekilliğinde yarı çoğul... yaa ağzına sağlık...

Adsız dedi ki...

hayatımın en ve tek acıklı hikayesini çok güzel anlatmışsın. onca yıl geçti üzerinden, ayrı ayrı evlilikler, yuvalar kuruldu, hala bir bakışı, bir sözü, hem onu hem beni acıtır. kabuklanmış yaralarımızı tırnaklamayı sever. 2,5 saat sohbetin üzerine "oh be artık dostuz" dediğin anda bir cümle kurar, bütün dünyan alt üst olur... neden bundan zevk alır bilinmez...

novella / विश्व dedi ki...

ve bazı kadınlar vardır...

M.Y.S dedi ki...

evet bilinmezlere ittiğinin farkındayım... fakat bu bi çok şeye bağlı, kararsızlık mesela; seviyorumdur ama bi türlü onu geleceğe yerleştiremediğim içindir gel-gitlerim. Hayal kurmayı sevmiyorsa bi erkek bi türlü ilerletemez bence ilişkiyi...mesela sorumluluk; erkeklerin çoğu bende dahil, bi vites ileri takıp gitmekten korkarız, hafif seyirde herşey olağanında gitsin isteriz, hız sınırımızı biz belirlemeyiz oysa (çok önceden bi yaşanmışlık belirlemiştir) gaza basarsam kaza yaparım deriz bu yüzden sorumluluklardan kaçmak için sıradanlığa sığınırız yanımızda birinide çekerek, aslında bunu neden yaptığımızın bize görede mantıklı bi açıklaması yoktur. Bazen gözüne baksam elini tutsam yetere kadar gelir iş ve bazen yetmez... işte yetmediği zamanlarda ya sorumlulukların altına girip ileriyi düşüneceksin yada gideceksin. Aslında gitmeyizde, gitmesini bekleriz o kadarda acınasıyız haklısın :) ama ben kişilik tipimi 'şizoid'e yakın gören biriyim, belkide tam bi şizoidim. aman haa benim gibilerine denk gelmeyin :) hem kendini üzer hem sizi bakarsın yıllar geçmiş bi metre gitmemişsin ileri...ne kötüledim ama kendimi kahretsin:D neyse yanisi şuki; aslında iyi sanarsın birini ve iyidirde, ama iyi olması yetmez tükenmemek için... Zaten böyle birini bulduğunda bilirsin iyi olduğunu, zaten o sana belli etmiştir iyi olduğunu; "ben diğerlerine göre iyiyim, gitmeden önce bir kere daha düşünmen gerekir" fikrini verir nabızdan... Hepte merak edersin bi adım sonra ne olacak diye ama yürümüyordurki zaten, ve gittiğinde illaki kalır aklın en kötüsüde bu... ben sevmiyorum birinin aklının bende kalmasını ama böyle olmamıda değiştiremiyorum, bazen ben gidiyorum hatta belki kolay unutur diye... neyse yaa. Efsa inan çok çetrefilli bi konu altından kalkmak zor, bundan ötesine gidilebilirmi bilmiyorum. yüzüme vurduğun herşey için ayrı ayrı tşk ederim:)

Related Posts with Thumbnails

..