demiştim boşandıktan bir müddet sonra. İlk zamanlarda gerçekten çok üzülmüştüm. "Neden benim başıma geldi", "bunu hakedecek ne yaptım" demiştim. Kurban rolleri falan biçmiştim kendime. İşin sevgi yönüne baktığımda; bu kadar uyumu yakalamışken, üstelik kavga -tartışma-yüksek ses olmadan- saygıyı bozmadan ilerleyen bir evliliğim ve bebeğim varken, insanların bizi "-aaa efsa daha yenilerde omuzlarını, kollarını öperdi, nasıl yapar deyişleri" aklıma geliyordu. Yani "herkesin başına gelirdi de, bi benimkine gelmezdi" durumları! Ben hayatımın her zerresini dört dörtlük yaşamak isterken, tam tersi şekilde gelişmeye başlamıştı olaylar. Masalımın bu şekilde sonlanmasını hiç istemedim.
Ama insanın kendisine zaman ayırıp da düşünmesi halinde neler olduğunu, nasıl bu raddelere geldiğini anlaması biraz zahmetli... Bu zahmeti yüklenebilmek, onunla yüzleşebilmek de sancılı. Boşanmayı bir müddet (4 ay) kabullenemememin tek sebebi başarısızlığı kendime yedirememem-miş! Hissettiğim boşanacak olmamdan çok, evliliğimin (dolayısı ile benim) başarısızlığı idi. Nerede hata yapmıştım, yapmıştık!
Düşündüm...
Sonunda buldum.
Ben aslında son yıllarda, bu adamdan boşanmak istemiştim. Çünkü evlilik gibi yürümeyen, paylaşımın çok çok az olduğu bir evliliğim vardı. 5 yılda toplasan 2,5 yıl ancak görmüştüm eşimin yüzünü. Boşanmak için; sadece bunun için, ortalıkta bir nedenim yoktu. Aileme nasıl açıklayacaktım, kesin hayır mayır, durduk yere ayrılınılır mı? delimisin falan derlerdi. Üstelik ablamda eniştemden ayrıldığı için ailem; etraf ne derleri pek bir önemsiyordu. Nasıl direnecektim. Ama ben evliliğimin bu şekilde devamını istemiyordum. Yalnızdım. Tek başıma bir bebek büyüttüm, hamilelik geçirdim. Bundan sonrasında da o mahallede oturup çocuk büyütmek istemediğim için çıkış yolları arar olmuştum nicedir. Sonunda kapılar açıldı beklemediğim yerlerden... ve beklemediğim yerden yara aldım. (Tamam hatanın bende kalmadan bitmesini dilemiştim. Ama bu sırada kendi özgüvenimin de sarsılma ihtimalini hiç düşünmemiştim.)
Sonunda bitti. Yaralar bağladı. Kabukları eşelemeden iyileşmeyi, zamana bıraktım. Bunu ben istemiştim. Suçum olmadan bundan kurtulmayı ve nefes almayı...
İşin özü: bir umudu dilerken daha ayrıntılı dilemek gerektiğini anladım. :)
Sabah sabah şu reklamı hatırlayıp gülümseyen Efsa. (bu reklama bayılmıştım)
21 yorum:
Bir umudu dilerken daha ayrıntılı dilemek ve bu umudu diletikten sonra geçekleştiğini kendi gözlerinle görmek işte hayat bunların ve bu gibi durumların toplamı..
Ve İnsan en çok yaralarını pansuman etmeyi öğreniyor ve bu yaralar geçtikçe daha güçlü olduğunu anlıyor..
seninle konusmam gereken cok sey var :s .)
opucukler gulucukler biricigime .))
p.s i love you .)
az kaldı çatlayacam zaten.
ama senin adına çok çok mutluyum emin ol :))
şerefine güzel kadın.
efsam içindekileri çok dışa vurur oldun.başka şeylerde yazmak geciyo şuan içimden ama yapmıcam.
bu yazıyı okurken kulaklarımda çınlayan şarkı;
mfö-benim hala umudum var:)
öpüorum efsamı:*
Mimoza dediğim gibi... sadece bir iki yazı kaldı. sonra tıp...
Böcek :) ah be tatlım insan hataları ile bile yüzleşirken bir yanda umut ona gülümsüyor. kalk hadi yürüyelim açılırsın diyor. o hesap benimkide. yazıp yazıp yürüken suya bırakmak kendini. akmak, arınmak.
'Bir umudu dilerken daha ayrıntılı dilemek gerektiğini anladım.'
Enine boyuna düşünmek gerekiyor ama bazen bilinci kör oluyor insanın. Ne olursa olsun diyorsun sonunda, yeter ki gerçekleşsin kötü de olsa. Ama öyle değil işte. Ayrıntılı ve bilinçli :)
Demek ki üzerinden zaman geçse de insanın kendinle konuşmaları bitmiyor Efsa, bu da belki bir terapi yoludur kendi kendimize yaptığımız.
Hayat senin, sarıl hayatına ve yavruna sıkıca.
Sevgilerimle...
kendinize dikkat ediniz. hayat devam ediyor Efsa. gidilecek yerde bunları tasa etmeye gerek yok. tadını çıkarın.
sevgiler.
Yasadiklarinin kesinlikle basina gelmemesini cok isterdim.Ama bir evlilikte yurumuyorsa yapacak baska bir sans kalmiyor insana.Dilegim senin ve minnosunun, bundan sonra ki hayatiniz hep guzel, hep iyi, hep mutlu ve saglikli gecsin.Sevgiyle kal...
Efsam, Almanlari bir Atasözü var: "Bir sey isterken iyi düsün belki istegin yerine gelir!" derler, onun icin bir sey isterken iyi düsünmeliyiz, daha ayrintili istemeliyiz, belki gercek olur di mi:) Gececek bütün yaralar bitanem, bir gün sadece ince bir yara kalacak onlardan, izi belli olan ama artik kanamayan. Dilerim bu günler senin icin cabucak gelir. Mutsuz oldugun ve yalniz basina yürüttügün bir evlilikte cocuk büyütmektense, bu mutsuzlugu bitirmek en güzelidir, cocugun ve sen daha cok yara almadan.
Sana ve bezelyeye daha mutlu ve daha huzurlu bir hayat diliyorum. Baskalarinin ne dediginide takma, kimse senin yerine aci cekmiyor... Ne dedikleri, ne düsündükleri hic önemli degil, yalniz ve yalniz sen ve senin düsündüklerin önemli. Sen mutlu ol gerisini bosver.
Öpüyorum canim
Öncelikle arkadaşlar;
Bu yazıyı ben kendi kendimle yüzleşmek için çok uzun zaman önce yazdım. Boşanmayı bir başarısızlık olarak algılayan bir beyin yapım olduğu için.
Amaç evliliği ve kendimi sorgulamak ve bir dileğin getirilirilini anlamak, sizlere de anımsatmak. Yoksa ben hayatımın o anlarını bir anıymışcasına anımsamaya çoktan karar verdim.
dediğim gibi sadece dileklerimizi dilerken daha belirleyici dilemeliyizi anlatmaya çalışmıştım. Kendi evlilik sorunlarımı yada yaralarımı değil. :)
Ateş Böceğimm, hayat bu ve bunlar gibi bir çok şeyi öğretiyor. Ben kimsenin ahı kimsede kalmaz lafını da çok görmüşümdür, kendim de dahil...
Yaralar ise ya her güne daha güçlü daha bilinçli başladığımızdan belki de.
Özlem aynen öyle... Birde seviyorum kendimi sorgulamayı. Beynimde herhangi bir cevapsız soru kalsın istemiyorum.Teşekkür ederim. :) En güzel tarafı bezelye. O benim canım...
Evli Adam hoşgeldiniz. Açıkcası ben tasa etmiyorum. Benim derdim kendimle. Herkes kendi tarafınca bakarken ben çok yönlü bakabildiğimi düşünüyorum bu konuda. Tasa değil benimkisi. Yüzleşmeyi sevmek.
Lalobam, evet ya bilinç. Ama o dönem bunu anlayacak kapasitem yoktu. Ben bile ayrılmak istediğimin farkında değilmişim. Düşündükçe, neden böyle oldu diye sorunca kendine anlıyorsun, aslında hep bunu istediğini...
papatya, hani kendimi sorgulamayı seviyorum dedim ya; bak biz bitirebildik. Her şeye rağmen eski eşimde bitirebildi. Kimse yavrusunun bir orada bir burada olmasını istemez elbette. Ama bir şekilde o tutum güzeldi. Bitirebilmek ve kararların arkasında durmak. İkimizde de bu vardı. Allah hepimize hayırlı insanlar nasip etsin. Çok teşekkür ederim samimiyetine.
Belgin ablam söz çok güzelmiş. ama bizler Türk milleti olarak insanların "ne derlerine" ne olursa olsun önem veriyoruz. Ve ne kadar takmıyorum desekte kadınlar takıyor bunları.
efsa sende sanırım benim gibi mükemmelliyetçilerdensin. boşandıktan sonra benim de en büyük hırsım nasıl olur da bu konuda başarısız olurdum hırsıydı.zaman geçtikçe doğru olanı yaptığını ve mutluluğu yakalamanın başarısını kutluyor insan.
Samimiyetine teşekkür etmek lazım diye düşünüyorum ablacım...
En kalıcı mutlulukları dilerim sana...
Her şeyde ve her şer'de bir hayır varmış .O yaraları almasan belki çok daha büyük yaraların oluşacaktı Hem de böylesine kabuk tutmayacak.
Herşey senin ve bezelyen için güzel olsun,
Sevgilerimle,
"Boşanmayı bir müddet (4 ay) kabullenemememin tek sebebi başarısızlığı kendime yedirememem-miş! Hissettiğim boşanacak olmamdan çok, evliliğimin (dolayısı ile benim) başarısızlığı idi."
Burada bir başarı ve başarısızlık yok zaten, hayatın kendisi "başarı" gibi saçma bir kavramın içerisine sıkıştırılamayacak kadar derin, işte kadınları anlayamamamın bir başka nedeni daha!
Kendinle tanışmış olman çok güzel..
keşke herkes bu hazzı tatsa.
küfkedisi hoş geldin... çok hoş. seninle güzel bir arkadaşlık olacak anladığım kadarı ile.
barış sağol ablam.. :))
İzdüşümüm aynen öyle. En azından gençtim ve toparlayacak bana kalan çok güzel günler vardı. Teşekkür ederim tatlım. :) Allah hepimizi beterinden saklasın.
Prometheus hoşgeldin, kadınlar ne kadar istemeseler de "en" olmayı severler. buda onlara hırs kazandırır. En güzel, en bakımlı, en olgun, en seksi, en akıllı, en uyumlu.... bu liste uzar gider. İşte bu nedenle başarısızlık olarak algılanabilir benim gibiler içinde.
İxir, umarım. Ama kişinin birazda kendini gözlemesi lazım. sorgulamaları da sevmesi lazım.
Hoş bulduk Efsa, yeni bir bloğa başladım, ilgilenirseniz olumlu olumsuz yorumlarınızla beklerim...
http://prometheus-josefk.blogspot.com/
Hoşbulduk:) Bende yazını okuduğumda aynı hisse kapıldım. Bu arada ne kadar kabayım ben bugün sana hoşgeldin demeden direk mevzuya daldım,malum sinir harbi hoşgör beni:)
Yorum Gönder