16 Aralık 2009 Çarşamba

Asker çocuğu olmak

 Geçen gün H.türk gazetesinde Kamil Güler' in bir röportajını okudum.  Ben pek yaşamadım ama abilerim ve ablam benzer durumu yaşayan insanlardan... Bakın kendisine sorulan soruyu nasıl açıklamış:

- "Hiç susmuyorsunuz..."-
- "Babam askerdi ve uzun yıllar Doğu’da yaşadık. O nedenle dışarı çıktığımızda hep birilerinin haberi olurdu. Lise ikinci sınıfa kadar birisi bana bir şey sorduğunda ağlıyordum, çünkü çok fazla okul değiştirdim. “Arkadaşlar aramıza yeni birisi katıldı. Kendini bize biraz tanıtır mısın?” hayatımda en nefret ettiğim cümledir. Bir gün artık bu soruyu duyunca ağlamaya başladım."


Ve bende uzun yıllardır duran bir mail...

- Hala kapı kitlemeden evinde yaşamaktır.


- Sen önce gelsen bile orduevlerinin kuaför sırasını yüksek rütbeli birine verme mecburiyetindir.

- Sanılanın aksine aile içinde disiplini görmeden uygulamaktır.

- Memleketinin olmaması demektir. (nüfus cüzdanında yazar, kütük orda demekle yetinirsiniz) - doğum yerinizin sizin için hiçbir şey ifade etmemesidir. (tesadüfen o şehirden geçersiniz anneniz size "bak oğlum sen şu hastanede doğdun" der)


- Ailenizdeki tüm bireylerin doğum yerinin farklı olması demektir.

- Ailedeki herkesin asker gibi yaşaması demektir. (zira sizin yapacağınız bir hata “x şunu yapmış” şeklinde değil “y albayın oğlu şunu yapmış” şeklinde konuşulacaktır)

- Her gittiğiniz şehirde bir önceki şehirle anılmanızdır. (istanbul'dayken marmarisli'li çocuk, marmaris'deyken ankara'li çocuk v.b.)


- Okul değiştirme rekorları kırmak demektir. (üniversiteye giden 12 yıllık eğitim sürecinde 8 ayrı okulda okumak gibi)


- Tayin olunan şehirde yeni dostluklar,aşklar kazanıp sonra onları kayıtsız şartsız terk etmek ve gittiğiniz yerde bunları sıfırdan yapabilmek için yırtınmak demektir. (ki muhtemelen bunu başarıp “oh ne güzel ortamımı kurdum” dediğinizde, yeni bir tayin emri babanızın eline ulaşmıştır)


- Okulun ilk günlerinden nefret etmek demektir. (herkes birbirini tanımaktadır sizse benim gibi yeni bir var mı diye bakınıp ilk irtibatı onla kurmaya çabalarsınız. muhtemelen isminiz sınıf listesine yazılmamıştır. en alta kalemle eklersiniz. numaranızı da bilmiyorsunuzdur. ilk bir hafta böyle misafir sanatçı gibi okula gidip gelirsiniz…)

- Babanız emekli olana kadar evinizin size ait olmaması, oturacağınız evi seçememeniz, poster yapıştırırken bile “demirbaşa zarar vermeyelim” kaygısı taşımak demektir.


- Vatan sevgisini kitaplardan okuyarak değil, bizzat yaşayarak öğrenmektir.

Tüm bunlara rağmen dışarıdan bakan gözler


- Sizin kamplarda nasıl eğlendiğinizi


- Ordu evlerinde nasıl ucuza kola içtiğinizi

- Lojmanların devlete yük olduğunu

- Askeri araçlardan bedava istifade ettiğinizi

- Babanız maaşının ne kadar yüksek olduğunu (!)


- Askerlik zamanımız geldiğinde babamızın bize torpil yapacağını konuşurlar…

Binlerce kez açıklamış olmanıza rağmen… her şeye rağmen bizim tek yaşadığımız babamızın mesleğiyle gurur duymak ve mesai aracı lojmana girdiğinde, tek tip elbiseli insanlar arasından babamızı bulmakti bu duyguları anlayan ve paylaşan tüm asker çocuklarına sevgiler, saygılar…

* Bu yazı alıntı... Ama çok hoşuma gitti... Zamanında Pilli Cadının da yazdığı böyle hoş bir yazı vardı... Okumak isterseniz buyrun :)

* Birde birilerini direk Allah' a havale ediyorum artık. O kullandıkları kelimelerini alıp boğazlarından aşağıya sokup, başka yerlerinden çıkartıcam zamanımı bekliyorum. Kimse ile bir derdim, tasam, çekememezliğim yok. Milletin ne yaptığını zerre umursamıyorum ben , merak da etmiyorum. Ama onlar ile aramızda kapanmamış hesap kalmayacak buda böyle bilinsin. Yutturucam o kelimeleri teker teker.

10 yorum:

haykırış dedi ki...

Efsa kardeşim,
Hiç unutmuyorum, Lise birinci sınıfa gelinceye dek 12 il/ilçe değiştirmiştik. Geriye dönüp baktığımda hiç canım diyeceğim arkadaşım yoktu, üzülüyordum. Liseyi bitirdiğimde ise ayrılmam gerekli olduğunu bildiğim şehre ailemi teslim edip veda ederken dahi üzülmemiştim çünkü can dost denen bir varlığım yoktu, bir sevgilim dahi olmamıştı.
Buna inat çalışma hayatımda aynı sıkıntıyı çocuklarım çekmesin diye emeklilik öncesi ve sonrası aynı şehre adeta çivi çaktım. Çünkü Çocuklarımın daha önemli olduklarını biliyordum.
Eline sağlık iyi ki yazmışsınız eskileri yâd edip can damarımdan vurulduğumu hissettim.
Paylaşım için teşekkür ediyorum.
Sevgi ve saygılarımla

beenmaya dedi ki...

güzel bir bakış açısı her iki taraftan da...

bu arada kim sinirlendirdi benim prensesimi bakayım...

efsa dedi ki...

Haykırış, bütün aile ferdleri başka başka yerlerde doğmuşuz bizde :) ben teşekkür ederim asıl Saygılar.


Mayam, anlatırım sonra.

Dr.Ceykıl dedi ki...

orduevlerini, kampları kıskananlar geceleri karılarının koynuna girerken benim babam arazide bez çadırda kalıyordu. kimse onu düşünmüyor ama.

Adsız dedi ki...

onu bunu bilmem ,subay kızları en güzel kızlar olurlardı,hep onlarla çıkmaya çalışırdık. erkekler çocuklarıda en iyi arkadaşlarımız olurlardı. tayin zamanı hep birlikte ağlardık.

melike dedi ki...

asker çocuğu olmak hem çok güzel hemde berbat bişey tam alıştım diyosun hop yeni bir tayin yeni bir il yeni okul vs.bütün düzen alt üst oluyo şu anda yakın diyebileceğim bi arkadaşım bile yok çünkü her biri başka tayin yerinde kaldı kimse bunları düşünmüyor ama...

Ateş Böceği dedi ki...

canımmmmmmmmmm bişiymii olduuu ..?bak yardım ederim istersen lafları boğazlarına tıkayıpp ciğerlerini sökmek konusunda :)))


ösledimmm....

Özgür dedi ki...

Asker yakınlarının, ordu evlerinden faydalanmasına, ucuza kola içmesine vs. laf eden insanlar, o askerlerin her gün ölümle nasıl yaşadığını düşünemeyecek kadar gerizekalı insanlar. Onlar olmasa her gün birilerinin evi taranır, baskı uygulanır bunu da idrak edemiyorlar. Şu dönemdeki en küçük bir zafiyeti bile nasıl değerlendirdiklerini herkes görmüştür heralde.
Gerçi asker yakınlarına yapılan suçlamaları geçtim artık. Onları ikinci planda bırakabiliriz artık. Çünkü artık direkt olarak askerleri suçluyorlar. Doğuda suçsuz insanları, onların çocuklarını falan öldürmekle suçlanıyorlar. Hani yıllardır pkk yediği haltları askerlerin üzerine yıktılar ve binlerce kişiyi inandırıyorlar...

Bir de şu var, Türkiye'nin gündemindeki en ünlü davada tutuklananların büyük çoğunluğu, zamanında canını tehlikeye atmış ve pkkya karşı büyük başarılara imza atmış, bunun karşılığında kendilerini içeriye atan devletten madalyalar kazanmış askerler. Bu kadar değer veriyoruz işte...

sürüden ayrılan koyun dedi ki...

tabi ki iyi şeylerin yanında kötü şeyler de vardır. ama her kes işine geleni görmek ister. mesela benim hiç bir zaman aklımın ucundan geçmiyordu ordu evindeki ucuzluk yada asker kamplarında eğlecedir şudur budur. çünkü elimizi kolumuzu sallaya sallaya giriyorduk gençlik dönemlerimzde. ama asker çocuklarıyla ilgili çok iyi niyetli düşüncelere sahip olduğumu inkar edemem özellikle yaşıtım kızları hakkında :) erkeklerini hiç bir zaman sevmediğimi kabul ediyorum.
ayrıca asker olmanın ne demek olduğunu bugün ilker başbuğ'un oruç reis fırkateynindeki konuşmasından anladık.

depressiveofmanic dedi ki...

var ya
tam cuma günü
şu kütük konusunda bir üstümle kavga edip ayrıldım ofisten
bana kütük gümüşhanede diyip geçemeszsin demek ki oralısın diye geyik yapmaya kalkıştı, tamam ben de biraz çabuk alev aldım ama
bu konuda yaralı olabileceğinizi kimse düşünmüyor
kimsenin sempatisine ihtiyacımız yok ama biraz empati gerçekten harika olurdu...
anlattıklarına herkesin ekleyeceği anıları veya takıntıları vardır,
hepimizde kalan yaralar vardır
kimse bunları görmez görmeyi bırak ihtimal bile vermez
benim babam bile oğlunu bilebile asker yaptı, 15 yaşındaki çocuğu kendi kararı sandırarak kuleliye yolladı; tüm artı eksilerini yazdığı bir kağıdı uzatmış eline güya.. buna rağmen benim kardeşim 8 senedir çektiklerinden kimseye tek kelime etmiyor, sürekli burnu havada kafası dik sessiz sakin dolaşıyor, her hareketi bir başka askeri andırıyor :)
he bir de nefes'i izlemeye gittiğimde annemle en çok neyin muhabbetini yaptık: gelenlerin hangisi asker hangisi değil basbariz ayırt edilebiliyordu :))
ellerinize sağlık diyebiliyorum sadece
iyiki de yazmışsınız...

Related Posts with Thumbnails

..