5 Ocak 2010 Salı
Mektuplar / Gidişin
Merhaba sevgili,
Şimdi "Nasılsın" diye çocukca bir giriş yapsam sana, ne değişir ki? Sonuçta yüzeysel olarak nasıl olduğunu, benden uzakta neler yaptığını hep bildim... Bilirsin birşeyleri kurcalamayı hep sevmişimdir. Sevdiğim çok şey var aslında... Ama artık bütün herşey anlarda asılı kalıyor. Tek söyleyebileceğim, sen unutulmuyorsun!
Şu anda beni merak etmeni isterdim mesela... Sormanı, aramanı...
Ben... İyiyim işte, herşey bildiğin gibi hayatımda. Havalar da güzel bu sıralar... Sonbahar ya! Her yer sarı, her yer kırmızı, bakışlar sepya...Ne güzel olurdu, bir sonbahar günü öpüşmek seninle yağmurda.
(Keşke yine öpebilsen beni. Saçlarım yüzüme düşse ve sen çeksen...)
Son bahardı... Kaçınılmazdı... Ki kaçamadık. Döküldü tane tane yapraklarımız. Sen giderken silkelendin, ben ağlarken düştü son yaprağım. Geride kocaman bir boşluk... Yaprakların hışırtısı...
(Ne garip; aslında insan alışkanlıklarının kurbanı, sevginin değil! )
Sen gittin!
...
Biliyor musun; aslında hiçbir şey bildiğin gibi değil hayatımda. Çok şey değişti. Çocuklara konulan isimler bile değişti bu yıl. Kıyafetler, tarzlar, hayatlar değişti. Ben değiştim. Koltuğumun rengi bile değişti.
(Aslında en büyük değişimi seni sevdiğimde yaşadım ben...)
Sonra sen gittin... Ve yakışmadı hiçbir kıyafet üzerime!
Sen çok özeldin, güzeldin... Her kadının hayatında "işte çocuğumun babası bu olmalı" dediği bir adam vardır ya... Senden bir bebeğim olmalıydı benim de. Senden bir parça, bir doku, bir koku. Baktıkça seni hatırlatan. Sevginle birlikte doğan, büyüyen, benimsenen. Nasıl sevgini büyüttüysem içimde, onu da büyütmeliydim.
(Sen daha gitmemeliydin sevgili... Daha değildi, o gün değildi...)
Sen gittin...
İçimdeki kadın arkandan o duruşu bozmamaya çabalarken; paçasına yaslanmış sana umutla bakan o küçük kızı yok saydın... Gittin... O kız mahsun kaldı. Artık acıtsa da kanatmıyor yokluğun...
(Sen; iki renkli bir kalemin artık yazmayan tek tarafı gibiydin... Mürekkebim bitene dek, benimle kalmaya mecburdun... Bende seni taşımaya!)
* Resim
* Googleden kendi yazdıklarını arattığında, başkalarının bunları forum köşelerinde kullandığını gören Efsa...
Bugün bir tane buldum...Parpari niki ile bir kız kullanmış misal!!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
18 yorum:
"Aslında en büyük değişimi seni sevdiğimde yaşadım ben...
Sonra sen gittin... Ve yakışmadı hiçbir kıyafet üzerime!"
Gozum doldu buralarda sevgili Efsa..
Hangi garip hangimizin sozlerini caliyorsa da bosver, sacmalasin kendi uretimsizliginde...
Sen yasa ki yazabilesin, icin acimadan cok fazla...
Teşekkür ederim Eliza...
Aslında bu uzun zaman önce yazılmış bir yazımdı. Mekan boş kalmasın istedim :) Arada girmeyi unuttuğum günler oluyor Efsa ya.
offf:(
valla sonu yok çalmanın efsa...
bi de ben bu yazını çok severim...
sen sadece forum kısmının farkına varmışsındır. bu (ç)almanın başkasına ait yazılarla blog oluşturma, toplu mail olarak dolaştırma hatta cep tel mesajı olarak yollama seçenekleri de var be güzelim de dilerim denk gelmezsin...
ben bu mektupların hastasıyım bu arada söylemiş miydim...
Artık acıtsa da kanatmıyor yokluğun...
Canımmmmmmm bazen birileri giderr vee atık eskisi gibi acıtmazz gelenler ama giden hep bir parça alır mutlaka senden ...ve bazen bırakır bir parçasını sırtında yük olarak hep bir yerlede çıkar karşına ...
Hoşgeldin Elçin.. Bu isimle çok anılarım vardır benim. Görünce gülümsetti. Ve canın yanmasın yazıya, geçiyor herşey.
Evrenimmm ya daha önce de çaldılar da. insan bazen çok seviyor bazı cümlelerini. ve en çok onların aşırılmasına üzülüyor.
Mayam seninle İstanbul' un sokaklarında yürürken ki anlattıkların hala kulaklarımda... Başkasına bir mektup şeklinde verildiğini düşününce bile beni bir hırs kaplıyor.
Uzağa gidenin ve Birmilyon kalemin bu konu hakkında ki yazıları herşeyi özetliyor aslında.
ve de seviyorum onları. Ama derhal bir sahip bulunmalı diye ekleyip susuyorum :)).
Ateşim geçenlerde çok güzel bir Mevlana yazısı okudum. En sevdiğim yerlerinden biraz ekleyeceğim bak:
"Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra.
Ve bir süre sonra yazı,kendimi öğretti bana.....
Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi.
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi"
Mevlana
Ben çok beğendim.
ben mevlananın bu sözlerini öyle çok severim ki, kurulmuş cümleler bekleme listesindeler hatta
Evren, o blogu ilk açtığımda eklediğim ilk şeylerden biriydi bu benim :)))
tesadüf mü işaret mi... kim bilir. :)
yeni keşfettim 1mk yı.. yazma becerim yoktur ama okumaktn büyük keyif alıyorum.. efsa yazıların süpr ;yüreğine sağlık... hissettiklerimi yazıyosunn.. iyiki varsın 1mk...
İki renkli kalemin yazan tarafı,birde burdan iyi seneler dileyim.Bezelye ve senin için herşey çook güzel olsun bu sene ve gelecek seneler.
Sevgilerimle,
İz.
ayyyyyyy içim daraldı.
azcık da çapkınlık yapın, için için yollara kusun. eğlenceli şeyler yazın ak.
vay gittin, nie gittin. giderse gitsin siktir et....
aaa daraldım, camı açın...
Bir kaç kere okudum, hepsinde de ayrı ayrı anlamlar ve hikayeler buldum.
Ama şu iki renkli kalem benzetmene hayran kaldım.
Sevgilier gidebiliyor malesef, onlar gitmezse bu yazılar da çıkamıyor malesef....
zeynep, o zaman bana da 1MK yada hoşgeldin. :))
İz, teşekkür ederim çok güzel bir yıl olsun inşalah.
cüzzamlım dayan :)) bitti bitti. Daha neşeli şeyler yazmayı denerim de, ben biraz hüzünde iyiyim.
Esrik, ben aynı adamda kaç farklı anlam buldum bir bilsen. Teşekkür ederim.
Üzülemediğime üzülüyorum bazen...:))Nasır olayı galiba...
Bende yeni törpü aldım işte :)) izinden yürüyorum.
Bayadır okumamamışım bu yazıyı farkettim sayende. De insan yaşarken pek bu gözle görmüyor. :))
Bende yeni törpü aldım işte :)) izinden yürüyorum.
Bayadır okumamamışım bu yazıyı farkettim sayende. De insan yaşarken pek bu gözle görmüyor. :))
Yorum Gönder