2 Haziran 2010 Çarşamba

Mektuplar / Hatırlananlar




Bana bir o kadar yakın ve bir o kadar da uzaktın ki, bunu anlamakta zorlanıyordum. Soluduğum havayı ellerimle dövmeye benziyordu bu. Oysa ben iz bırakmak istiyordum tüm kadınlığımla. Tutkuyu kullanarak yazan parmaklarımı kırıp, ikiye bölen olarak değil!

Ne çok isterdim kendine ördüğün duvarların tuğladan olmasını. Dokunduğumda yıkılmasını. Oysa senin duvarların tahtadandı sevgili. Depremlerimden sapasağlam çıkışına sinirleniyordum. Esnek, kırılmaz, çatlamaz… Hani demiştim ya kendimi suya benzetiyorum diye. İşte benim sende çok fazla yaş tahtaya basışımın nedeni. Ne üfleyince, ne dokununca, ne de bastırınca yıkıldın. Bir tek ayağımı çektiğim an benden uzaklaştın.

İstediğim ki şevkini kabartayım, öfkeni değil!!

Aklımda o kadar çok düşünce, o kadar çok sahne var ki. Hepsi saçma bir sıralamaya bürünmüş haldeler. Üstelik eskisi kadar önemsemediğim ve gerçekte olmanı istediğim hayale en yakın örnek sen bile farklı geliyorsun gözüme. Bir noktada sana hissettiğim (tam olarak sevgi diyemediğim) duyguyu hatırlamayı seviyorum. Yaşlı insanların eskileri anımsayıp yüzlerinde hoş bir gülümseme yaratması gibi bir şey, bu hissettiklerim. Geçmişe dönmeyi seviyorum. Şu anda ki hislerimle karşılaştırmayı. Meğer güzel anımsanacak ne çok duygum varmış...

Hani demiştin ya bir gün "sen ne kadar sevildiğini anlamayacak kadar salaksın" diye. O an idrak edememiş, telefonun diğer ucunda kitlenmiştim. Birşeyler çıkamamıştı ağzımdan. Keşke gerçekten sana inanabilseydim. Keşke sende birazcık daha üsteleyebilseydin. Hani insanların pişmanlıkla söylediği keşkelerden biri değil bu. Sadece bir parça merak fazlalığı. Yoksa değişen bir şey olamayacağını, uzun ayrılıkları bu ilişkinin kaldıramayacağını bir şekilde biliyordum.

Şimdi düşünüyorum da birbirimizi sevme biçimlerimiz ne kadar da farklıymış.
Biliyorsun, seni hiçbir şey suçlamıyorum, "bir neden" de aramıyorum artık olmayışlarına. Bazı şeylerin açıklaması yok. Mazereti yok. Öğreniyorsun zamanla. Sadece olmuyor bazen. Bazen bazı şeyleri oturtamıyorsun. Hayatımdaki tüm “O” ları sıfırlıyorum şimdi. Başta üzerimdeki mülkiyetini kaldıracağım. İçimdeki seni seven tüm kimliklerimle birlik olup, meşrutiyeti ilan edeceğim yeniden.

Seninle bende böyleydik işte.
Ne aynı adımları atabildik. Ne de öne çıkışlarla birbirimize yakınlaşabildik.

Hoş kal sevgili,
Şimdi bir devrim zamanı, geleceğe bir tarih atıyorum.


* Sınavlar bitince 6 ay sonra ilk kez eline bir kitap alan Efsa... :) Üzerimdeki sınav baskısı kalkınca böyle kendimi acayip özgür hissediyorum :))

10 yorum:

sufi dedi ki...

"Oysa senin duvarların tahtadandı sevgili. Depremlerimden sapasağlam çıkışına sinirleniyordum. Esnek, kırılmaz çatlamazdın" demişsin, keşke ateş olup onun duvarlarını yakmayı deneseydin sonra da SU olan halinle onu kendine katsaydın.Vakit geçmiş değil Efsa'm... Sevgilerimle.

Efsa dedi ki...

Sevgili Sufi,
yakmak bana göre değil. Bir şeylerin kendiliğinden, üzerinde baskı uygulamadan, kendi seçimiyle olsun diyenlerdenim. Yanımda kalmak isteseydi kalabilirdi. Söylenecek her şey söylenmişti benim açımdan. :) Hem varya onca şeye rağmen güzel hatırlamak da bir maharetmiş öğrendim. Teşekkür ederim. :)

ZedCezir dedi ki...

-Hayatımdaki tüm "O" ları sıfırlıyorum şimdi.-

Çok güzel anlatmışsın çok güzel şeyler hatırlattın bana efsa. Teşekkür ederim. Bir aşkın bitişi de kıymetlidir değil mi??

Efsa dedi ki...

Eşimden boşanırken avukatın odasında oturduk ve kendimizi avukata gerçekten ayrılmak istediğimizi açıklarken bulduk. O kadar rahat güleryüzlü duruyorduk ki bayan inanamıştı. Sonradan çıkan pürüzler olsa da, ikimizin de sakin yapısı ile güzel bir ayrılma devresi yaşadım çok şükür.

Ne demiş şair:
"insan ayrılırken bile büyük olmalı"

ZedCezir dedi ki...

Bu kadar aynı anlamları taşımamız demek ki aynı yollardan geçmemizden dolayıymış. ben senin gibi yaşamadım ayrılığı ama, benj de yaşadım...

Yine de olsun "insan ayrılırken bile büyük olmalı"

Efsa dedi ki...

Zed, hayırlısı olsun herkez için.

Zeugma dedi ki...

Hatırladığıma göre Efsa geçen yıl Psikoloji bölümünü kazanmıştı :)
Yazın çok güzel bir kere. İç hesaplaşmalarınla birlikte sevgiliyi irdeleyişin...
Yaş tahtaya basma benzetişin :))
Canım, şöyle bir gerçeği de gözardı etme. Çağ öyle bir çağ ki insanlar duygularını tam anlamıyla yaşayamaz oldular. Teknoloji, günlük hayatın yoğunluğu, stresi, ıvırdı zıvırdı derken çoğu zaman insan öz kardeşiyle bile anlaşamıyor...
Ve yazında kelimelere dökülmemiş ama ben aranızda çok büyük bir sorun olmadan ayrıldığınıza inandım kesinlikle..
Biraz sabır ve gayret çözebilirdi hatta..Yine de olabilir, neden olmasın?
Yeter ki hayırlısı olsun...

Sevgilerimle...

Hatsumomo dedi ki...

Biz seninle bir salkımın iki aşık üzümüyken,başka siselerde şarap olmuşuz.Başka hayatlarda harap olmuşuz...Yazını okuyunca bu dörtlüğü yazmak istedim .Sevgiyle kal !

cecil dedi ki...

seni okumayı seviyorum efsa..

Efsa dedi ki...

Zeugma, hayat elbette neler kazandırp ekleyecek bize bilinmez ama hayırlısı olsun evet. Şu an çok özel biri var hayatımda ve mutluyum.


Hatsumomo, diliyorum hep yazarsın can.


Cecil, ne mutlu bana :) gerçekten.

Related Posts with Thumbnails

..