29 Temmuz 2010 Perşembe

Duraklama



"Bir adamı tutkuyla sevmek, ancak benim seni sevdiğim gibi olurdu... Ve sana aşık olmak benim hayatımın en güzel durağı oldu..."

Seni yaşamanın ayrıcalık olduğu bir geçmişti.
Ve ben o kahrolası günlerde ne çok beklemiştim seni.
Ne kadar çok senden kopmak istemiş,
Binip otobüslere, ilk durakta geri inmelerle saatler geçirmiştim...

İnan öyle çok diledim ki;
"anılan iken anıya dönüşmemeni"

Değişirsin sandım.
Ama yanılttı zaman.
Seni herhalde hiç unutamayacağım derken,
Ben dönüştüm sonunda...
Çıkıp kaldırımlara; aşık olup, kendimi aştığım bu yolda,
Farkındalık kazanarak büyüdüm, biraz daha...

Şimdi biliyorum, bu veda kaçılmaz bir ihtilal havasında...
Söz veriyorum!
Artık içimdeki tüm suları emmesi için toprak niyetine kullanmayacağım bedenini!


* Tangoda neredeyse 1. yılını dolduracak olan Efsa...

* Görsel

28 Temmuz 2010 Çarşamba

Sevince Kırmızı Olan Kadın...


Sevgili,
Ben sende gitmeleri değil,
Sana kalışlarımı sevdim.
Ve sana dair dilekler tutmayı ramazan aylarında…
Sahurum, sofram, sabrım ol istedim.
İnançlarım, nazarlığım, maşallahım…
Hıdrellez zamanları yakılan ateşim sene de bir kez..
Bir anlık da olsa sende tut hadi,
Ben tüm dualarımı sana yönelik yaptım bak!

Biliyorum, yüzün başkalarının karelerindeydi…
Geleceğin belki başkalarının kaderlerinde…
Ben sadece, yazgım olmayınca, yazılarımda kal istedim.
Ben seni bana sırtını döndüğün zamanlarda bile sevdim.
Şimdi bile bile cehennemlerinde yanmak için,
Seni severek kırmızı oldum bak!

Hayatımın en güzel devrimi,
Hayatımın en önemli eylemlerinden biriydin.
Aslında bu aşkın uğruna;
Marşlar söylemeliydik en yüksek sesimizle, en tepelerde..
Şarkılar yazılmalıydı isimlerimize.
Ama bu aşkın bir notası bile olmadı hiç
Tek bir şarkılık aşk bile yaşamadık biz seninle..
Ve olmasan da şimdi,
Ben bildiğim tüm ezgileri senin için söylüyorum bak!

Evet, iddia ediyorum
Hiçbir kadın çocuklarına benim kadar anne olamayacak
Ve hiçbiri taşıyamayacak kasıklarında…
Ah sevgili, bilmedin!
Çok istemiştim tenimde yeniden sana ait izler taşımayı…
İstedim; kirpiğim düşecekse bile göğsünde yer bulmasını..
Lütfen kalkmama izin verme.
Gidersem yaşayamayız bu aşkı…*
Biz seninle siyahı, kırmızıya bulayarak yepyeni bir renk yarattık bak!



* Nereden okuduğumu hatırlamadığım bir cümle...

* Harıl harıl ihale yetiştiren, ama bir yandan da aklına alakasız kelimeler gelip duran Efsa... :)

* Görsel

23 Temmuz 2010 Cuma

Sapma



Sevgili,
Sırf korktuğun için, değer verdiğin halde uzaklaşan sendin.
Benden kaçışların yüzünden ulaşamıyordum kıyılarına.
Bazen varmak bu kadar uzun sürerdi işte,
Sana ve aşka…

Sen benim zaaf noktamdın.
Gözlerim gözlerini seçtiğinden beri
Söylesene şimdi,
Hangi bağlaç birleştirirdi bizi?
Ya sen,
Gerçekten bir zamanlar
Benim miydin sahi?

Ah sevgili;
Yolum yoluna çıktı da, neden yolundan saptın?
Bana gelmeyişlerinin ağırlığını,
sana yükleyerek geldiğim için mi?

İstemedim;
Bayram zamanları elime sıkıştırdığın bir parça sevgiyi…

Medeti senden ummaktan…
“belki” lere tutunmaktan da.
Yoruldum anlıyor musun?

Bugün lütfen hemen gitme…
Göz hizanda kalmak istiyorum biraz daha…
Son kez olsa da…


* Eskiden olduğu gibi esnek olmayı özleyen Efsa...

* Görsel...

16 Temmuz 2010 Cuma

Nefes



Geçmişte bir zaman...
"Ben arkamı döndüğümde gitmeyeceğini bilemem, orada olduğundan emin olmak isterim insanların" dedi kadın.
Yaptığı hatanın ardından "Daha ağır bir söz bulamazdın değil mi" dedi adam. Söz verdi, özürler eşliğinde.


Dün akşam...
Kadın omuzuna dokunan parmaklarla irkilir. Camdan gözlerini ayırıp, parmakların sahibine doğru dönerek şaşkın şaşkın bakar.
- "iyimisiniz" der yabancı..
- "hı?" diye ses çıkarır kadın..
- "ağlıyorsunuz" der yine aynı bakışlarla bakan yabancı..
- "farketmedim hiç"  der kadın, yanaklarının ıslaklığını elleriyle farkettiğinde..
Canını acıtan bir şeyin varlığını düşünürken istemsizce akmıştır yaşlar gözlerinden ve ilk kez ağladığının bile farkında değildir kadın...
Eve gider... Bütün gece telefon elinden düşmemiştir... Sabah kaçta yattığını anımsamaz...

Bazı insanlar kendi cehennemlerini kendileri yaratırlar.
Ve aslında yarattıkları bu cehennem kendi umurlarında da değildir.
Alışmışlardır bu döngüye.
Kendilerine yapılma ihtimalinden hoşlanmayacakları şeyleri, başkaları ile yapmamalıdırlar!
Ama, düşünmezler... 
Art niyet aramak değildir bu, yada olayları saptırmak.
Varolmaması gereken sözcükler görülmüştür, olmaması gerekenler duyulmuştur.
Geriye söylenecek pek bir şey kalmaz.

Sadece biraz nefes almak ister kadın. Dün gece evde hıçkırıklara boğulmuşken boğazına yapışan o şey yüzünden nefes alamadığını hissetmiştir birkaç defa...


* Şüphe gibi, sadece bir kez girdi mi bişiyler insanın içine, onu yaşatmayı devam ettirmez bazıları diye bugüne not düşen Efsa....

* Görsel

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Bir Boğazdı Aralanmış Dudakların...


Beni öpmek için değil, benimle konuşmak için yaratılmıştı dudakların…
Bu yüzden “seninle dolu olup da, sana doyamamanın”
ne demek olduğunu, asla anlamadın!

Ben sana aşık oldum..
Oysaki annem kadardı boyum,
Ve babam kadardı adımlarım.
Yolumda giderken,
Kuzeyim sen oldun.
Ve güneyim Akdeniz..

Sen İstanbul' dun.
Bir gün dudaklarını aralandın…
Boğaz oluştu!
Kuytunda ki boğazda, benim gemilerim karaya oturdu.

Ah sevgili,
Şimdi ben ne zaman uykuya dalsam hep sana uyanıyorum.
“Uyku uykunun damızlığıdır” der annem…
Sana uyanmak için hep uykuya dalıyorum.
Evet;
Biliyorum seni en çok seven kadın değildim,
Ama en koşulsuz sevebilen bendim.

Oysaki tek isteğim,
avucunun içine sığınmak,
kirpiklerinde kaybolmak,
sakallarının arasında kendime yer açmaktı.
Onu bile yapamadım.
O kadar soğuktu ki ellerin,
Dokununca buharlaştım!
Şimdi, ahir zamandayım…
Sahi söylesene:
"Suratıma ne üfledin de, kıyametim oldun?"
Ben seninle; en çocuk, en yalın, en kadın hallerimi yaşamıştım.

“Keşke sen de boşalsaydın hücrelerimden... Ter gibi, yaş gibi, haz gibi...”
diye bahsettim arkadaşlarıma geçenlerde.
Bilemedim…
Benim olmayan her şey zararlıymış bedenime.
Yanarken kırmızı olan tüm yanlarımın, siyah olması için önce sönmem lazımmış.

Hey sen!
Bana ait olmayan adam.
Başkalarının da olmaman tek avuntumdu.
Çünkü tarihim sana tekerrürden ibaretti.
Yüzümde soluğunu duyumsamak tek duam oldu.
 
* Med cezirlerde bir Efsa...
 
* Görsel

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Devinimlerim


Bir sokak çocuğunun bakışlarındaki yeşil yanan anlamı yakalayınca,
cesaret edip de geçebildi benim cümlelerim, senin tarafına.
Ama asla caiz sayılamadı sevgim kitabında.
Aslında senden beklediğim bir sevap cümlesi değildi,
Cevap da değildi, affına sığınıpta.

Şimdi hicret ediyor içimdeki tüm kadınlar senden.
Seni seven yanlarım giderek azalıyor.
Metroya yetişemeyip kapısı kapandığında,
binemeyen o insanlara bakar gibi bakıyorum sana.
Aramızda aniden kapatılan kapılar.
O kadar hızlı uzaklaşıyorum ki senden,
anılarım reklam tabelaları gibi dev ekranlarda gösteriliyor seçilebilmek için.

Şunu bil!
Artık saçlarımı topluyorum.
Ve seni seven tüm savruk yanlarımı da.

Bir kitabın içindeki kelimelerde seni bulduğum anlar giderek azalıyor.
Başkalarının gittiği, kulak misafiri olduğum anne ziyaretlerini duyduğumda da...
Seni seven yanlarım bir ihtilal havasında.
Devinimlerin son noktasında...


* Baktığı yerleri yastık gören, uykucu Efsa...

* Görsel

9 Temmuz 2010 Cuma

Ç/alıntı Yazılar Üzerine


Sahibinden izinsiz / yazanın ismimi koymadan / linkini vermeden hiç kimse burada ki yazıları yayımlayamaz. Alıntıladığı yazıların altına en azıdnan "alıntıdır" yazmayı bile çok gören zihniyetlere istinaden bu yazıyı yazma isteği duydum. Her zaman böyle olaylara karşı kendimce, elimden geldiğince önlemler almayı denedim. Reader sayfasının altına bile not düştüm "izinsiz alıntı yapılması yasaktır" diye. Onu bırakın sitenin sayfasında bile bu uyarı var oldu her an. Alt taraflarda idi. Bugün görmeyen embesillere karşı yukarılara çıkarttım yerini.

Zamanında kopyalamayı da engelledim sitede. Bu seferde tek tek cümleleri yazıp çalmaya başladılar. Bugün yeter dediğim bir noktaya geldim. Dün 4 tane şikayet yaptım. Bugün de sabahtan devam ettim. Her hafta bu tarz şikayetleri yapmaktan bıkmadım, sadece bunaltı geldi.
Son 1 ayda 5 facebook sayfası kapattırdım. 2 tanesi hala şikayette bekliyor, 3 blogdan sildirdim. Ki bunlar sadece bir aylık bilanço...

Tamam beğenilmek, okunmak çok güzel yalnız bu sayfada ki gibi emek hırsızı birinin  http://www.facebook.com/note.php?note_id=436367138367 "izinsiz çaldığınız o yazımı kaldırın oradan" dediğim sayfalar birde üzerine üste çıkmaya çalışır gibi "Burası bir paylaşım sayfası yazının altına başkasının ismimi yazılmış hayır nasıl emeğe saygısızlık olabilir ki o zaman sadece beğenilen birşiir paylaşılmış o kadar facede her sayfada olduğu gibi ama tepkiniz asıl saygısızca olmuş..." yazması hiç hoş değil. Zaten ben o orada burada benim olanı isimsiz paylaşsın diye yazıyorum. Link vermeden, bu yazıları şu şu yazmıştır ve şu sayfadan alıntılanmıştır demeden yayımlamaya kimsenin hakkı yok.

Önceden tek cümleleri falan umursamıyordum, forum sayfalarında fink atmasını ama bundan sonra her bir forum sayfasına tek tek giricem ve tepkimi göstericem. Yazılarımı çalmaya cüret ediyorlarsa, bende tepkimi her şekilde göstermeye cüret ederim. Ben kimseye bu saygısızlığı yapmıyorsam, başkası da yapamasın mümkünse.

Bu ve bunun gibi olan arkadaşlara bir kaç yardımcı link adresi şunlar arkadaşlar.
http://www.facebook.com/legal/copyright.php?noncopyright_notice=1
https://www.google.com/webmasters/tools/spamreport?hl=tr&pli=1


* Bundan sonra çalan sayfaları tek tek afişe edecek olan Efsa...

*Görsel
Related Posts with Thumbnails

..